Mevki, makam, aidiyet fark etmeksizin, kıymetini bilenler için; Ramazan ayı rahmettir, mağfirettir, berekettir, arınma mevsimidir, esenliktir, dinginliktir, kardeşliktir, dayanışmadır, paylaşmadır, ibadettir, olgunlaşmadır. Buna karşılık, kıymetini idrak etmeden, arınma fırsatını kaçıranlar için; Ramazan basiretsizliktir, pişmanlıktır (1).
Pişman olanlardan olmamak niyetiyle, Ramazan ayında, “sosyal yaşam” ve “sosyal sorumluluk” kavramlarıyla “oruç” arasındaki ilişkileri hatırlamamızda fayda olduğunu düşünüyorum.
Orucun anlamı ve tarihi
Oruç, sözlükte “bir şeyden uzak durmak, bir şeye karşı kendini tutmak” anlamına gelen Arapça savmın (sıyâm) kelimesinin Türkçeleşmiş şeklidir (2).
Oruç, “belirli kimselerin belirli zamanda belirli fiillerden belirli bir amaçla uzak durması” şeklinde de tanımlanabilir.
Oruç, insanlık tarihi kadar eskidir. İslâm’dan önceki kitabi veya kitabi olmayan dinlerde de “belirli bir süre yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durma, perhiz yapma ya da belirli yiyecekleri yememe, sükût etme, ağzı ve kulağı yalandan ve kötü sözden koruma vb. şekillerde yerine getirilen” oruç ibadetlerine rastlanır.
Dar veya geniş anlamda oruç
Dar anlamda oruç, belirli kimselerin, belirli zamanlarda, (normal zamanlarda serbest olan) belirli fiillerden uzak durmalarıdır. Yemek, içmek ve cinsellik fiilleri, normal........