İşverenlerin Ramazan fırsatı

Geçen hafta, Ramazan ayının önemine işaret ederek, Ramazan’dan kazançlı çıkanlardan olmamız için, kaçınmamız gereken bazı davranışlara işaret etmiştik. Bugün de Ramazan vesilesiyle işverenlerimizin değişim ve yenilenme fırsatlarına dikkat çekmeyi düşünüyoruz.

Deneyimlerim ve gözlemlerime dayanarak; işverenlerimizin çoğunun işçi-işveren ilişkilerinde yeterli titizliği göstermediklerini ifade etmeliyim.

Çoğu işverenimiz, çalışanlarla karşılıklı rıza ile anlaştıkları ücreti zamanında ödemenin yeterli olduğunu, temel ücret dışındaki beklentilerin veya günümüz iş yaşamının getirdiği kimi ek ödemelerin kendilerini bağlamadığını düşünüyor.

Örneğin, bazı işverenler, eksik sigorta yapmakta, fazla çalışma ücreti ödememekte, yıllık izinleri kullandırmamakta bir sakınca görmüyorlar. Bu konular tartışıldığında, kendini dindar tanımlayanlar, “filan hoca ile görüştüm, yaptığımız uygulama doğru” diyerek icazet aldıklarını da söylüyorlar. Gerçekten de bazı hocalar, 14-15 asır öncesinin istihdam ilişkilerine göre oluşmuş fetvaları emsal göstererek, “karşılıklı rıza varsa sıkıntı yok” diyorlar.

Oysa, gençliğimizde beslendiğimiz kaynaklar; işçi ve işverenin kardeş olduğunu, bizim değerlerimiz hâkim olduğunda, adeta Cennet’in fragmanı niteliğinde bir kaynaşma ile ekonomik kalkınmayı birlikte gerçekleştireceğimizi vaat ediyorlardı.

Bazı ilahiyatçılar, iş yaşamının ve özellikle sosyal güvenlik sisteminin devlet tarafından düzenlenmesi gerektiğini ifade ederken, adeta işverenin sorumluluk alanını daraltıyorlar (1, 2). Bu yorumlara itibar eden ve kendince tevil eden kimi işverenler de ücret dışında sorumlulukları olmadığını düşünüyorlar.

20 yıldan uzun bir süredir ülkeyi dindar olduğunu düşündüğümüz ve kendileri de dindar olduklarını ilan eden bir iktidar tarafından yönetiliyoruz. Yirmi yıl, Atatürk dahil, Cumhuriyet döneminde hiçbir iktidara nasip olmamış bir süre. Bu iktidar döneminde işçilerin durumuna baktığımızda bir iyileşme görmediğimiz gibi, aksine, kazanımlarının da geriye gittiğini görüyoruz. Asgari ücret eriyor, emekliler perişan durumda. Babalarımız emekli olduklarında alacakları tazminatla bir ev veya bir otomobil alabiliyordu. Bugünün emeklileri evi unuttuk, otonun hayalini bile kuramıyorlar.

İşverenlerin sorumlulukları

Modern iş hukukunun temas ettiği problemlere, aynı zaviyeden bakan ve düşüncelerini açıklayan İslâm hukukçularının sayısı çok azdır. Çünkü işçi ve işveren arasındaki münasebetlerin aldığı şekil sanayi toplumları için bile çok yakın bir maziye sahiptir (2). İslâm dünyası ise henüz........

© Karar