Avustralya’nın derdi ne? |
Avustralya bize mesafe olarak çok uzak. Gidip gelmesi desen uçakla şu kadar saat, hatta gün. Bu sebepten en az vatandaşımızın yaşadığı yerlerden biri belki de. Televizyonlar, gazeteler, sosyal medya olmasa orada ne olup bittiğinden asla haberimiz olmaz. Uzaklığı tarif etmek için en uygun ülkedir sanki burası. İngilizlerin varlığı ise sır değil. Güney Yarımküre’nin yüzölçümü en geniş ülkelerinden biri ayrıca. Yaşam standartların yüksek olduğu ülkeler arasında gösteriliyor Avustralya. Amerika’da Kızılderililerin başına gelenlerin benzerini Aborjinler yaşadı o topraklarda. Antropoloji ve eski kültür söz konusu olduğunda yeninin yüzü gölgelenir. Avustralya bugünlerde ise bütün dünyayı kasıp kavuran bir soruna çözüm bulmaya çalışıyor.
Dünyanın önde gelen Amerikan gazetelerinden biri internet sayfasında manşet attı geçen gün. ‘Milyonlarca çocuk sosyal medyayı kaybetti. Neler oluyor?’ diye soruyordu başlık. Altta da ‘dünyada bir ilk olarak, Avustralya genelinde 16 yaş altı çocuklar, onları bağımlılık yaratan algoritmalardan, çevrimiçi yırtıcılardan ve dijital zorbalardan korumak için tasarlanmış önlemlerle güne başladılar’ cümlesiyle destekleniyordu haber. Görsel olarak yüzü görünmeyen bir çocuğun iki eliyle sıkıca tuttuğu cep telefonu kullanılmıştı. Oldukça detaylandırılmıştı manşet. Gençlerin bu sınırlama adına giriştikleri yasal mücadeleden örnekler bile sunulmuştu. Yaygın bir sosyal medya kuruluşunun eski ceolarından birisinden görüş alınmış yetmedi yönetimin bu kararında başarı şansının olup olmayacağı tartışmalarına yer verilmişti. Bizden sadece yarım küre yönünden değil kültür ve hayat........