Hukuku değil köleliğimizi seviyoruz

Fransız felsefeci Helene L’Heuillet’in “gecikmeye övgü” kitabında “köleliğimizi seviyoruz” diye bir cümlesi var. Bu ifadeyi okuduğumda, gayri ihtiyari Türkiye’nin son günlerde yaşadığı halleri yeniden düşünme ihtiyacı hissettim. Korku ve gerilimi harmanlayan Thriller türü hikayeleri yaşıyoruz sanki…

Yaşadığımız bir korku hikayesi değil elbette… Ama son günlerde öyle şeyler yaşıyoruz ki toplumun her kesiminde “neler oluyor, bu gidişin onu nereye varacak?” benzeri sorular yükselmeye başladı.

Bazıları için bir korku hikayesini çağrıştıran en önemli hadiselerden birisi, Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde yeni teğmenlerin “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye slogan atmasıyla yaşandı.

Aslında normal bir ülkede, Cumhuriyetin kurucusu için atılan slogan çok da önemsenmeyebilirdi. Ama kabul edelim ki burası demokratik bir ülke değil. Biliyoruz ki Türkiye, askerlerin her on yılda bir darbe yaptığı, darbe girişiminde bulunduğu bir ülke. Daha 2016 yılının 15 Temmuz’unda yeni bir darbe girişimi felaketini yaşadık ve ülkenin bütün ayarları bozuldu.

15 Temmuz felaketinin ardından AK Parti iktidarı bütün harp okullarını kapatmış, kendine göre yeniden dizayn etmişti ve bu okullara kendi anlayışı doğrultusunda seçerek öğrenci almıştı. Dolayısıyla bugün AK Parti çevrelerinin ‘darbe korkusu’ köpürtmeleri, önemli bir kesimi nezdinde çok fazla bir anlam ifade etmiyor.

Kim bilir belki de iktidar cenahının abarttığı kadar derin anlamlar taşıyan bir olay değildir, törensel rutinin........

© Karar