menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Neler tekrar edilmeli?

23 0
19.10.2025

Bir zamanlar… Mazide… Gazetede her ne varsa ömrü 24 saatti. İster haber olsun ister yorum, fikir yazısı, köşe yazısı… Bir gün sonra, bunların hepsinin yerine yenileri gelir ve gazete bazen kesekâğıdı, bazen raf örtüsü olurdu. Gazetenin saltanatı bir günlüktü, hani Cahit Sıtkı’nın Otuz Beş Yaş şiirindeki bir namazdan az fazla.

Beyin teri, göz nurunuzun ömrü daha uzun olsun istiyorsanız daha dayanıklı, daha uzun vakitli mevkuteler seçmeniz gerekirdi. (Mevkute vakitli demektir zaten- periyodik…) Haftalık, aylık, vs. dergi mesela. Tabii en sağlamı kitap. Kitap ölümsüz gibiydi. Hiç olmazsa mevkutelere kıyasla öyleydi.

Bu hâl, gazete yazarı için hem iyi hem kötüydü. Kötüydü çünkü emeği bir gün sonra yok hükmündeydi. Yazısı kupür olarak ceplerde dolaşmıyorsa tavsiye bile edilse onu görmek için kalkıp gazete biriktiren bir kütüphaneye gitmek gerekirdi. İyiydi. Çünkü ne yazarsa yazsın, ne hata yaparsa yapsın her şey ertesi gün unutulurdu. Her gün çıkan bir genel basın affı gibi.

Çok şükür ve maalesef artık öyle değil. İnternet sayesinde, değil bir gün sonra bir yıl, on yıl sonra da yazdıklarımız o bulutta ikamet etmeye devam ediyor. Kolayca da bulunabiliyor.

Bu yüzdendir köşemi yazmaya her oturuşumda, aklımdaki konuyu daha önce yazmış mıyım diye bakmak gereğini hissediyorum. Gerçi tekrar kötü değilmiş. Şakası da var: Et-tekrarı ahsen velev kaane yüzseksen. Ciddisi de… Değerli bir felsefe hocasına tekrara düşme endişemi anlattığımda, “Felsefe tekrarsız........

© Karar