Cumhurbaşkanı Erdoğan 52 gün önce sözlerine “Türk siyasetinde yumuşama sürecini başlatalım istiyorum. Türkiye’nin, Türk siyasetinin bunu ihtiyacı var” diye başlamıştı. Devamında “Bir bahar esintisi değil, Türk siyasetinin hakim karakteri haline gelmesini ümit ediyoruz… kelebek ömürlü olmasın, uzun ömürlü olsun” temennisinde bulunmuştu. Fakat bu kadar övdüğü “yumuşama sürecini” önceki gün nihayetlendirdi.
Nihayetlendirdi diyorum çünkü Abdülkadir Selvi dün köşesinde “normalleşmenin tabutuna ilk çivilerin çakıldığını” ve başlatılan normalleşme sürecinden “Cumhur İttifakının güven tazeleyerek çıktığını” yazdı.
Abdülkadir Selvi hâlâ umutlu, zira ilk çivilerin çakıldığını ama hala son çivilerin çakılmadığını söylüyor. Ben ise o kadar umutlu değilim, ilk çiviler çakıldıysa gerisi de gelir. Ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın partisinin grup toplantısındaki şu sözleri normalleşmenin tabutunda çivi çakacak yer kalmadığını gösteriyor:
“Yumuşama çabamız aslında muhalefeti normalleştirme çabasıydı. Sıkılı yumrukları açacak, hançerleri kınına koyacak, dilini, söylemini, siyaset tarzını düzeltecek olan muhalefettir. Yani yumuşaması gereken, normalleşmesi gereken muhalefettir. İktidar partisiyle ana muhalefet partisi arasında siyasi ittifak olmaz, uzlaşma olur, normalleşme olur ama ittifak olmaz”
Bizim normalleşme sürecine yüklediğimiz anlam ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yüklediği anlam, beklenti aynı değilmiş.
***
Meğer Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bütün çabası CHP’yi normalleştirmek içinmiş! Meğer ülkenin normalleşme rayına oturtulmasıyla, iktidarın yeniden reformist politikalara, hukukta, ekonomide, demokraside rasyonel zemine dönmesiyle bir alakası yokmuş!
İtiraf etmeliyim ki ben normalleşme sürecinden epeyce umutluydum. Çünkü normalleşme sürecine ana muhalefet partisinden daha çok iktidar partisinin ihtiyacı vardı. Ayağının altından peyderpey kayıp giden iktidarını kurtarmak, eski reformist dönemlerine dönebilmek, iktidarını yakalandığı “güç zehirlenmesinden” kurtarabilmek için bir kapı aralanmış olacaktı.
Normalleşme sürecine kamuoyunda AK Parti ve CHP ittifakı olacak şeklinde anlamlar yüklenmediği gibi böyle bir beklentinin zerresi de yoktu ama Erdoğan sanki böyle bir beklenti, talep varmış gibi “iktidar partisi ve ana muhalefet partisi arasında ittifak” olmayacağını söyledi.
Belki de zaman zaman devlet büyüklerimizin........