Ataerkilliğin cenneti…

Türk siyasi düzeni tanımlanırken sıkça, “eksik demokrasi” tabiri kullanılır. Şimdilerde rekabetçi otoriterlik, seçimli otoriterlik sınıfına da sokuluyor.

Seçimlere indirgenmiş, seçimden seçime akla gelen bir garip demokrasiye sahip olduğumuz muhakkak.

“Eksik demokrasi” doğal olarak akla “eksik hukuk”u getirir.

Hukuk, eksik olunca, hukuk olmaktan çıkar. Evrensel değerlerin, insan hakları ilkelerinin, adalet ve özgürlük fikrinin yer almadığı, onların üzerine kurulu olan hukukla çatışan, düzenleyici hükümler, kurallar manzumesine döner.

Böyle düzenler kanun devleti adı taşırlar.

Tarihte ve bugün pek çok örneği olan açık veya örtülü otoriter düzenlerdir bunlar. Bu düzende kanunlar genel olarak siyasi faydaya, ideolojiye, inanca, çıkarlara göre biçim alırlar. Kanunların yapımı, yorumlanması, kanun adamlarının karar verme, hüküm düşme, gelme, gitme şekilleri de buna uygun olur.

Türkiye, son yıllarda, bunun açık ara tipik uygulama alanı haline geldi.

Kavala’yla ilgili, cumhurbaşkanının hüküm öncesi, “hüküm verilsin” diyen açıklamaları malum.........

© Karar