28 Ağustos 2015’te Muğla’da ölmüştü Oktay Akbal. İki gün sonra ölüm yıldönümü.
“Şairlere Ölüm Yok” adlı kitabında Hüseyin Siret’le ilgili bir yazısı/ anısı var. Bu yazıda Akbal, Hazım Bey’in torunu olduğunu söyler. Evet, kendisi annesi Vuslat Hanım tarafından ünlü devlet adamı ve “Küçük Paşa” romanının yazarı Ebubekir Hazım Tepeyran’ın torunudur.
Öyküleriyle tanınmıştır. 1940’lı yıların yazarlarından. İlk kitabı “Önce Ekmekler Bozuldu” (1946), sonra “Aşksız İnsanlar” (1949) ve devamı…
1940’lı yıllarda Türk edebiyatında Nazım’ın açtığı Toplumcu Gerçekçi poetika etkili olmasına rağmen Akbal, bu tarz öyküler yazmamış, toplumsal sorunlara eğilmemiştir. İlk kitabının adı olan “Önce Ekmekler Bozuldu” okuru yanıltmamalı, bu kitaptaki öykülerde bir ‘düzen’ eleştirisi yapmaz. Ama meselâ İkinci Dünya Savaşı’yla beraber insanların mutsuzluğa, karamsarlığa sürüklendiğine işaret eder.
Öykülerinin bazı temel özelliklerini belirteyim.
Yazar, o klasik, başı sonu belli, okuru meraklandıran düğümlerle örülü, olaya dayalı öyküler kaleme almaz. Çatışma, düğüm, olay, aksiyon, dram hemen hemen hiç yoktur öykülerinde. Tıpkı Sait Faik gibi türün alışıldık formunu bozar, olabildiğince denemeye yaklaşır, hatta bence daha çok denemedir çoğu.
İlk iki kitabı okuduğumda dikkatimi çeken şey “seyretmek” kelimesiydi. Kimi yazarlar dünyaya, insana, hayata, doğaya bakarlar. Meselâ İlhan........