SDG benzeri yapı Türkiye’de olsa…

Amerika, Suriye’de SDG diye bir yapı oluşturduğundan beri Türkiye – Amerika ilişkileri problemli. Öyle ki kimi zaman iki ülkenin birlikleri Suriye toprağında çatışmanın sınırına bile geldi.

Amerika SDG’yi eğitti, donattı ve korudu. Suriye toprakları içinde bir silahlı yapı oldu SDG ve ülkenin yüzde 35’ini, petrol yataklarını kontrol edebilecek güce ulaştı.

Bunların bir kısmı Esed yönetimi döneminde oldu. Evet, Suriye’de bu dönemde Kürtlerin kimlik edinme hakkı bile yoktu. Hak mücadelesi bir haktı.

Türkiye sınır ötesinde, üstelik on yıllardır mücadele ettiği PKK ile geçişli – iltisaklı bir silahlı güce karşı teyakkuzunu sürdürdü.

Türkiye’nin bu hassasiyeti, oradaki yapının zaman içinde Türkiye’yi de kapsayacak bir genişleme hedefi bulunmasıyla ilgiliydi.

Peki bu paranoya mı idi, gerçeklik boyutu olan bir şey miydi?

Burada şöyle bir soru sorulmalı:

-2013-2015 dönemi çözüm süreci neden bitti?

Burada ben Amerika’nın, Kandil’in ve uzantılarının zihnini iğfal etmesinin altını çizdim bugüne kadar. Amerika o günlerde Kandil’e ve uzantılarına dedi ki “Size Suriye’de Rojava gibi bir imkân sunduk. Türkiye’de neden daha azına razı olacaksınız ki?”

Rojava “kurtarılmış bölge” idi bu anlayışa göre.

PKK buna tav oldu. O zaman içerdeki Kürt siyasetçilerden bir kısmı da -bazı Türk yazarlar dahil- benzeri değerlendirmeler yaptı.

Daha kötüsü, içerde bazı bölgelerde işgaller, özyönetim, özerklik vs ilanları oldu. Doğu-Güneydoğu’da bunun sonucu yaşanan acıları unutmamak gerekiyor. O zaman diğer Kürt siyasetçiler de açık tavır almadılar o özyönetim ilanlarına ve hendeklere karşı…

Ayrıca yine o döneme gelirken, örgütün içerde kimlik kontrolleri yaptığını, halk mahkemeleri kurduğunu, bazı bölgeleri kendi işgal alanı olarak gördüğünü ve........

© Karar