Açılımlarla her yerimiz açıldı
Türkiye’de açılım benzeri söz ve davranışlar, her zaman ayrımcılığı, kampçılığı ve bölücülüğü tetikledi. Daha baştan yazdık: Son açılımda da farklı olmayacağı belliydi.
Bir kere bu işler böyle yapılmaz. Devlet, egemenliğin bölüşülmesini hedef alan çıkışlara karşı yapısı gereği temel değerlerini kıskançlıkla korur. Biz bunu unutmuş görünüyoruz. Sonra alınacak tedbirler çok yönlü değerlendirmelere dayanır. Açılımlar, böyle bir devlet dikkatinden uzaktı ve sonuçları ağır oldu. Sonuncusu da iyi düşünülmemişti. Öngörüye, hesaba kitaba dayanmıyordu. Sonuç görünen köydü. En kârlı çıkanın Dem, PKK ve türevleri olmasına şaşılmaz. En teşkilatlı ekiptiler ve arkalarında dünya güçleri var.
Konuşulmayan, üstü örtülen çok şey var. Terörle bir devlet kur(dur)mak istiyorlar. Bu hedef değişmedi, bir daha revize edildi. Şimdi şartlar tam olgunlaşıncaya kadar özerk bölgeler ve ona göre yapılanmalar istiyorlar. “Madem ayrılma düşüncesi yok, konuşabiliriz” derseniz, böyle iyi sonuç alınacağını düşünüyorsanız tuzağa tam düşersiniz.
Biz bu oyunu yüz yıl önceye kadar çok gördük.
Kürt vatandaşlarımızın çoğunluğu terörist harekete destek vermedi. Evet, ülkeye ve değerlerine bağlı insanlarımız bugüne kadar çoğunluktu. Siz teröristleri çağırıp Meclis’i açarak, bağırış çağırışlara meydan açarak vatandaşlarınızı da güya silah bırakmış teröristlerin insafına terk edersiniz.
İlk açılımda gördük, devlete yakın olanlara, ülkeye bağlı olanlara türlü eziyetler edildi. Devlet susunca vatandaş sindirildi. Listelenenler kendisini koruyamadı.........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein