VAZGEÇİLMEZ LİDER

Che Guevara ne güzel demiş: 'Bir insanın yaşayıp yaşamadığını anlamak için nabzına değil, onuruna bakın; duruyorsa yaşıyordur. İş bu nedenledir ki tarihte böyle zor şartlarda onurlu mücadele veren insanlar, ezilen halkın gözünde hep kahraman olmuşlardır. Onları örnek alanlar da onurlu yaşamayı kendi hayat felsefeleri olarak alıp sürdürmüşlerdir.'

Bugünlerde herkesin hem fikir olduğu, çıkar dünyasının genel ahlakı nasıl bozduğu konuşuladursun 'Satın alınmayacak adam yoktur!' hissiyatı insanların vicdanına nakşediliyor. Düşünceniz aynı olmasa bile çıkarınız varsa çok şeye evet deyip o konuda hizmet eden yüzlerce insan size örnek olarak sayabilirim.

Bu nedenden dolayı insanlar yalnız bir masada oturduklarında vicdan ve onurları karşılarında olmasına rağmen o yöne bakamazlar. Çıkar ve para uğruna çok şeylerinden vazgeçmişlerdir. Milliyetçilik, devlet çıkarının kendi çıkarından önce gelmesini ruhen kabul etmektir. Boş boş ahkam kesmek değildir.

Mareşal Falkenhein'ın karargahında Mustafa Kemal Paşa'ya 2. Ordu Komutanlığı teklif edilir. O, bu teklifi kabul etmez ve Yıldırım Ordu Komutanlığını alarak Halep'e ateş hattına gitmeyi yeğler. Oradakilerin şaşkın bakışları arasında oradan ayrılarak Akaretler'de bulunan 76 numaralı evine geri dönerek bir gün sonra yola çıkmak için hazırlık yapmaya başlar.

Bir iki saat sonra evinin kapısı çalar. Genç Alman zabiti Falkenhein tarafından kendisine gönderilenleri ona getirdiğini söyler. Mustafa Kemal Paşa getirilenleri odasına getirmesini söyleyerek odasına döner. Genç zabit getirdiği zarif, ufak sandıkları odanın kapısının yanına dizer. Mustafa Kemal Paşa şaşkın bir şekilde 'Bunlar ne?' diye sorar.

'Efendim, İstanbul'dan ayrılıyorsunuz. Size Mareşal Falkenhein tarafından bir miktar altın gönderilmiştir.' der.

Mustafa Kemal........

© Karadeniz'de sonnokta