DİL SALDIRILARI / “BİR GECEDE” MASALI! |
DİL SALDIRILARI / “BİR GECEDE” MASALI!
Toplumların en belirleyici özelliği, anlaşmada, konuşmada ve yazışmada kullandıkları dilleridir. Sosyolojik, kültürel, bilimsel ve ekonomik ne kadar değerleri varsa dilleriyle yaratılmış, ulusal “kişiliklerine ve karakterlerine” yansımıştır. Beyinsel ve düşünsel özümlemelerle dil, ulusun özünü yaratır; Türk kültürü, Türk düşüncesi, Türk adaleti, Türk usulü, Türk zevki olarak yaşanır.
Tarihin akışında komşularının konuştukları dile “Türkçe”, halkına da “Türk” dedikleri bir süreçte, kendilerinin “Türk”, dillerinin “Türkçe” olduğunu bilmeden yaşayan toplumda yöneticiler, “Farsçayı, Arapçayı” resmi dil olarak seçmişlerdir. Türkçe konuşan toplum, “Osmanlıca” adı altında, yapay yazı dilini, bin yıla yakın bir süre kullanageldi. Orhun Yazıtları bulunmasaydı Türkçenin bilinmezliği kim bilir daha ne kadar sürecekti?
Osmanlı’nın duraklama ve gerilemesiyle, ya da dünyadaki gelişim ve değişimlerin etkisiyle çıkış yolu arayan “okumuşlar” siyasete, ekonomiye, sanayiye çeşitli öneriler getirirlerken, “dil” de harfler de unutulmadı. Son zamanlarında ortaya çıkan Panislamizm, Osmanlıcılık, Pantürkizm tartışma ve uygulamaları Osmanlı’ya kurtuluş yolu olamadı. / Savaş sonrası Mondros ve Sevr Kurtuluş Savaşına neden oldu. Bağımsızlık kazanılarak Cumhuriyet yeni bir devlet olarak ortaya çıktı. Devletin çağdaş kurum ve kuruluşları oluşturulurken birtakım direnişlerle sıkıntılar yaşandı: Harf devrimi bunlardan biridir.
1 Kasım 1928’de “Harf İnkılabı” gerçekleşti.
Cumhuriyete, Atatürk’e, devrimlere karşı çıkanlar, daha da ileri giderek “düşmanca” saldırılarda bulundular:
“1) Atatürk alfabeyi değiştirerek Türk milletini bir gecede sağır ve dilsiz bırakmıştır. Bir gecede Türk milletinin geçmişi ile bağlarını koparmıştır.”
“2)........