Gençlik elden gidiyor! Korkusu bugünün sorunu olmamıştır. Bu belki de bin yıllardır insanlığın temel kaygısıdır. Aslında gençliğin gittiği bir yer yok. Sadece ne ektiysek onu biçiyoruz. Gençlikle ilgili kitaplar yazıldı, araştırmalar ve tartışmalar yapıldı, programlar yapıldı; ama yine de istenen başarı sağlanamadı. Bu insanlığın ortak sorunu aslında…
Devletler ve milletler gençliğe bakarken kendi gelecekleri olarak bakmaktadırlar. Devletler ve milletler geleceğin oldukları yerden daha iyi yerlerde olmasını talep ettikleri için gençliğin çok daha iyi yetişmesi, gelişmesi ve fonksiyonel olmasını isterler. Milattan önce yaşayan kavimler ve devletlerle ilgili yapılan arkeolojik kazı ve araştırmalarda bulunan kitabalar de de gençliği nasıl kazanırız, genlikle ilgili çözüm arayışlarına rastlanmıştır.
Gençliğin İdeallerinden İdeal Gençliğe
Birçok insan çeşidi vardır çevrimizde. Başkalarının sorunlarıyla ilgilenenler, yalnızca kendisi için var olan benciller, hiçbir şeyi dert edinmeyen gamsızlar. Bunların arasında gidip gelen onlarca renk… Farkındalık varlığa saygının başlangıcıdır. Var oluş amacını çözebilmenin, düşünme eylemini gerçekleştirmeden, sadece başkalarından duyarak veya okuyarak eksik olacağının bilinmesi gerçeği, düşünmenin ve dolayısıyla gençlerimizi bu eyleme yöneltmenin gereğini bir kez daha ortaya koyuyor. Emeksiz olanın bereketsizliği düşünme içinde geçerlidir. Düşünme yeteneği olmayan gençlik başkalarının yönlendirmelerine açık, savunmasız bırakılmış bir kale gibidir.
Var olanı sorgulamadan doğruya ulaşabilmek mümkün değildir. ‘’İdealler yıldızlar gibidir, onları tutmak mümkün olmaz ama........