Okul Kapısında Sevgisizlik Nöbeti

Bazı insanlar vardır…
Bir okul kapısından sığmayacak kadar kibirli, bir çocuğun kalbinde yer edemeyecek kadar sevgisizdir.

Geçen gün, Trabzon Ortahisar'da bulunan İskenderpaşa Ortaokulu'nda okula birkaç dakika geç kalan 10 yaşındaki çocuklara yöneticilik makamının gölgesine saklanmış bir yetişkinin söylediklerini duyunca kalbime bir ağırlık oturdu:
“Tek göreviniz var öğrencilik, onu da okula geç kalarak elinize yüzünüze bulaştırdınız.”
“Öksürük, hapşırma, hastalık gibi saçma salak mazeretlerinizi kendinize saklayın, bu geç kalmanıza bahane değil.”
"Sizi bu kapıda bekletmekten zevk alıyorum."
“Okula geç kalanın eğitim hakkı yoktur.”
“Burası kafe değil. Kafanıza göre gelemezsiniz. Özel okula ayda 400 bin lira ödersiniz, ardından okula geç gidersiniz. Kapıda biri sizi durdurursa ona "Paranı ben ödüyorum, istediğim saatte gelirim!" diyebilirsiniz.

Evet yanlış okumadınız yaşları 10 ile 13 arasında değişen bir grup öğrenciye, okul müdür yardımcısının sarf ettiği cümlelerden bazıları.
Bu şahıs bir yönetici olmaktan uzak; adeta eğitim kapısında bekleyen kibirli bir fırsatçı nöbetçi…
Çocukların okula geç kalmasından, onu bekletmesinden, içten içe zevk alan, mutluluk duyan bir eğitimci düşünülebilir mi?
Sanki bir çocuğun üç dakikalık gecikmesi, evrenin düzenini altüst eden kozmik bir kriz.
Sanki bu memleketin bütün geleceği, 10 yaşındaki çocukların dakiklik performansına bağlı!

Ama hayır.
Asıl kriz, bu sözlerde........

© Karadeniz'de sonnokta