GÜLŞAH DURBAY’IN ARDINDAN |
GÜLŞAH DURBAY’IN ARDINDAN
Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, kanserle mücadele ederken bile bu ülkede bir kadın olarak rahat bırakılmadı. Hastalığının en ağır dönemlerinde adı, hiçbir somut dayanağı olmayan, ima ve dedikodularla kirletilmeye çalışıldı. Çünkü bu ülkede bir kadın güçlü bir koltukta oturuyorsa, mutlaka “bir bedel” ödemesi gerektiğine inanan karanlık bir zihniyet hâlâ hüküm sürüyor.
Gülşah Durbay bir belediye başkanıydı.
Bir kamu görevlisiydi.
Bir kadındı.
Ve tüm bunlar bazıları için onu hedef yapmak için fazlasıyla “yeterliydi”.
Bu bir haber değildi.
Bu bir eleştiri değildi.
Bu, erkek egemen düzenin kadınlara reva gördüğü itibar suikastıydı.
Bir kadın yükselince önce emeği değil, bedeni sorgulanır.
Başarısı değil, özel hayatı kurcalanır.
Projeleri değil, “kiminle anılabileceği” konuşulur.
Gülşah Durbay’a yapılan tam olarak buydu.
Soruyoruz:
Kanserle mücadele eden bir kadının adını lekelemek nasıl bir vicdandır?
Ölümle yüz yüze bir insanı, magazin diliyle hedefe koymak neyin gazeteciliğidir?
Ve bugün…
Gülşah Durbay on binlerce kişinin katıldığı bir cenazeyle toprağa verildi.
Ama iftiralar hâlâ ortada.
Çünkü iftira, kadının ölümünden sonra bile peşini bırakmıyor.
Bundan daha ağır olan ise şudur:
Bazıları hâlâ bu yaşananları “kader”, “ilahi adalet” gibi sözlerle açıklamaya çalışıyor.
Hayır.
Bu kader değil.
Bu, kadınların hayatını, hastalığını ve ölümünü bile erkek aklıyla yargılayan bir düzenin........