Gözlerimizi kapattığımızda, göremediğimiz ancak içimizde hissettiğimiz en güçlü bağların başında memleket bağı gelir. Memleket, sadece bir coğrafyanın adı değil, içinde sakladığı anılarla, çocukluğun kokusunu taşıyan özel bir hazinedir. Bu bağ, geçmişe özlemle dokunduğumuz, köklerimizi bulduğumuz bir yolculuktur.
Günümüzde teknolojinin hızla ilerlemesiyle birlikte, doğayla, gelenekle ve geçmişle olan bağlarımız zayıflıyor gibi görünebilir. Ancak unutmamamız gereken bir gerçek var: Sığınaklarımızı, kendi ellerimizle yok ediyoruz. İşte bu noktada, memleket bağı devreye girer. Memleket, sadece fiziksel bir mekan değil, aynı zamanda içsel bir duygu haritasıdır.
Memleketin sıcak sokakları, çocukluğumuzun masumiyetini ve huzurunu yaşadığımız özel sığınaklardır. Parklar, bakkallar, okul bahçeleri, şehrin sokakları... Her biri,........