DOST SOHBETLERİ
Olumsuzlukları Değil, Güzellikleri Çoğaltalım
Bir dost meclisi… Sıcak bir çay, samimi yüzler ve tatlı bir sohbet umudu. Ama ne yazık ki, çoğu zaman bu umut yerini bir şikâyet korosuna bırakıyor. Biri siyasetin ne kadar bozulduğundan dem vuruyor, diğeri ekonomik sıkıntılarını rakamlarla dökmeye başlıyor. Sözü alan bir başkası adaletsizlikten, liyakatsizlikten yakınıyor ve o güzelim sohbet ortamı, hepimizin zaten bildiği, her gün duyduğu ve yaşadığı sorunların bir tekrarı haline geliyor. Günün sonunda, bir araya gelerek moral bulmayı umarken, aslında omuzlarımızdaki yükü daha da ağırlaştırarak ayrılıyoruz.
Peki, neden böyleyiz? Neden mutluluğu ve huzuru ararken, adeta kendi ellerimizle bir mutsuzluk duvarı örüyoruz?
Bu durumun elbette sosyolojik ve psikolojik sebepleri var. Ortak dertlerden konuşmak, en kolay bağ kurma yöntemlerinden biridir. "Aynı gemideyiz" hissi, bizi birbirimize yakınlaştırır. Sürekli maruz kaldığımız haber akışı ve gündemin ağırlığı da ruh halimizi doğrudan etkiler. Ancak asıl tehlike, bu durumun bir alışkanlığa, bir kimliğe dönüşmesidir. Şikâyet etmek, bir süre sonra en iyi bildiğimiz, en rahat ettiğimiz iletişim biçimi haline gelir. Olumsuzluklar, zihnimizde o kadar çok yer kaplar ki, hayatın içindeki binlerce güzelliği, iyiliği ve umudu görmezden gelmeye başlarız. Tıpkı güneşli bir günde, sadece küçük bir bulut parçasına odaklanıp bütün gökyüzünün karanlık olduğuna kendimizi inandırmak........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Daniel Orenstein