menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Meslekî eğitim adı altında çocuk emeğini sömürmek

9 0
11.11.2025

Şimdilerde tartışılan konulardan biri ara eleman ihtiyacı. Ara eleman nedir? Türlü tarifler mevcut. Toplumda en çok tartışılan şekli, herhangi bir işte usta olan kişinin maliyeti oluyor. Örneğin evde bir musluk bozulduğunda ya da kombi arıza yaptığında çağrılan ustanın aldığı sadece servis paraları bile göze batar. Ama biliriz ki o işi zaten biz yapamayız ve o yüzden bir usta gereklidir.

Bir gün Pablo Picasso, Paris’te bir kafede otururken yanına bir kadın gelir.

Kadın heyecanla der ki:

“Bay Picasso, sizin büyük bir hayranınızım! Şuraya küçük bir karakalem portremi çizer misiniz? Ne kadar isterseniz öderim.”

Picasso gülümser, eline bir peçete alır, birkaç dakikada kadının portresini çizer.

Sonra da peçeteyi uzatır:

“Buyurun, hanımefendi. 10.000 frank.”

Kadın şaşkınlıkla karşılık verir:

“Ama bu sadece birkaç dakika sürdü!”

Picasso gülümseyerek şu meşhur cümleyi söyler:

“Hayır hanımefendi, bu çizim birkaç dakika sürdü ama 30 yıl artı birkaç dakika.”

Bu hikâyenin birçok versiyonu olduğunu biliyorum ve zaten konumuz bu değil. Ustalık böyle bir şey. Yıllardan ve eğitimden süzülüp gelen.

Ara eleman yine de başka bir tanıma işaret ediyor. Mesela bir eczacı kâğıt üzerinde ara elemandır. Acaba kaç eczacının niteliği ilacın raftaki yerini bilmek ve para üstünü tamı tamına vermekten öteye gider? Ya da kaç ziraat mühendisi sıradan bir bahçıvandan daha niteliklidir? Bu soruların cevabı eğitim sisteminde aranmalıdır. Ayrı bir konudur.

“Ara eleman” terimi, genellikle bir işin yürütülmesinde usta veya mühendis gibi üst düzey çalışanlarla işçi veya çırak gibi daha alt düzey çalışanlar arasında yer alan kişiler için kullanılır. Bizde günlük dilde sıklıkla usta kavramının yerine kullanıldığına dikkat çekmeliyim.

Bu satırların yazarı bir meslek lisesi mezunudur. Birlikte mezun olduğu insanlardan sadece ailesi bu işi yapanlar mesleğe devam etmiştir, buna şahittir. Üstelik, okuduğu okulda, hocaları tarafından yapılan makinaların çalışmadığına da tanıklık etmiştir. Meslekî eğitim veren hocaların en önemli dertleri, öğrencileri fabrikalara pazarlamak, ucuz iş gücü olarak alâkalı alâkasız işlerde çalıştırılmalarına aracılık etmekten ibaretti. O günün meslek liseleri, piyasaya gittiğinde ustanın dediklerini anlayan, kumpas okumayı bilecek kadar meslek öğrenmiş kişiler yetiştirmeyi hedefliyordu, ihtiyaç buydu. Sonuçta fabrikalara gidecek, bantlarda çalışacaklardı. 2 yıllık üniversite mezunlarının durumları da diplomaları dışında çok da farklı değildi.

Yıllar geçti, gelişen üretim ilişkileri karşısında sömürge bir ülkeye biçilen roller değişti. Ama eğitim sisteminden çıkan kuşaklar bu dönüşüme cevap vermekten uzak kaldılar. Hatırlayanlarınız olacaktır. Çavuşesku sonrası Romanya’dan gelenler, hemen hemen her işi yapabilecek durumdaydı. Bu, kesinlikle mecburiyetle açıklanabilir bir şey değildi. İçinden geldikleri endüstriyel eğitim bunu koşulluyordu. Nitekim buradaki konuklukları kısa sürdü. Avrupa’dan kapışıldılar. Meslekî eğitim şimdilerde sıkça tartışılan bir konudur.

Eğitim şart! Meslekî eğitim mutlaka !

Birkaç örnekle tabloyu ortaya koymaya çalışalım.

“Eskişehir Sanayi Odası (ESO) ile Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü arasında, meslekî ve teknik eğitimi güçlendirmek amacıyla önemli bir iş birliği protokolü imzalandı. ‘Her fabrika bir okul’ vizyonu ile hayata geçirilen ‘Geleceğin Ustaları OMEM’de’ projesi, gençlerin eğitimden istihdama uzanan yolculuğuna güçlü katkılar sunmayı hedefliyor.”

İmza törenine Eskişehir Valisi Sayın Hüseyin Aksoy, Milli Eğitim Kültür Gençlik Spor Komisyonu Başkanı ve Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Ayşen Gürcan, Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu, Eskişehir Milli Eğitim Müdürü Sinan Aydın katılarak açılış konuşmaları gerçekleştirdi. Törene ayrıca çok sayıda sanayici, kurum müdürleri ve basın mensupları katıldı.

Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş, törende yaptığı konuşmada, meslekî eğitimin ülke kalkınmasının temel taşlarından biri olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Ülkemizin geleceğini emanet edeceğimiz gençlerimizi becerilerle donatmak ve onları iş hayatına en güçlü şekilde hazırlamak hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu protokol ile öğrencilerimizin fabrikalarımızda gerçek üretim ortamında eğitim görmelerini, ihtiyaç sahibi gençlerimizin burslarla desteklenmesini ve mezuniyet sonrasında doğrudan istihdama adım atmalarını hedefliyoruz.”

Projenin sadece teknik eğitimle sınırlı kalmayacağını da vurgulayan Kesikbaş, “Gerçek üretim teknolojileriyle donatılmış fabrikalarımız, bu iş birliğiyle adeta bir okul hâline gelecek. Aynı zamanda fuarlar, kariyer günleri, yarışmalar ve çalıştaylarla gençlerimizin sosyal, kültürel ve kişisel gelişimlerine de katkı sağlayacağız. Böylece hem öğrencilerimizin yetkinlikleri artacak hem de sanayimizin rekabet gücü yükselecek,” dedi.

Çağın hızla değişen teknolojilerinin yeni beceriler talep ettiğini belirten Kesikbaş, iş dünyasının ihtiyaç duyduğu yetkinliklerle eğitimin sunduğu imkânları buluşturmanın artık bir zorunluluk olduğunun altını çizerek, “Bugün imzaladığımız protokol, sadece bir eğitim iş birliği değil; aynı zamanda sanayiyle eğitimin el ele vererek geleceği yeniden şekillendirme iradesidir. Her fabrika bir okul; işimiz üretim, gücümüz eğitimdir. Daha yenilikçi, daha üretken ve daha güçlü bir Eskişehir için birlikte çalışmaya devam edeceğiz,” diye konuştu.

“Var gücümüzle çalışıyoruz”

Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy, törende yaptığı konuşmada şunları dile getirdi: “Türkiye’nin en önemli konularından biri olan meslekî eğitim alanında çok değerli çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Henüz arzu ettiğimiz noktada değiliz ama tüm paydaşlarımızla birlikte var gücümüzle çalışıyoruz. Bu kapsamda imzalanan protokolün en önemli özelliği; 4 gün uygulamalı, 1 gün teorik eğitim verilmesidir. Bu yönüyle çok kıymetli bir sistem. Daha nitelikli bireyler yetişecektir. Bu protokollerin hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkür ederim.”

İl Milli Eğitim Müdürü Sinan Aydın ise projenin önemine değinerek; “Geçen sene de ESO ile benzer bir protokol imzalamıştık. Bugün attığımız imza, öğrencilerimizin meslekî gelişimlerine büyük katkı sağlayacak. Meslekî eğitim merkezlerimizin gelişimi açısından çok değerli bir adım. Destek veren tüm kurumlara teşekkür ediyorum,” diye........

© Kaldıraç