Etki ajanlığı yasası: Kimin siyasal çıkarları?

AKP ve MHP tarafından geçen mayısta gündeme getirilen “etki ajanlığı” tartışması, yaz döneminde rafa kaldırılmıştı. Meclis açılır açılmaz, “Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” teklifinin içinde yeniden önümüze getirildi. Sivil toplumun ve muhalefetin tepkisi o kadar büyüktü ki, “şimdilik” geri çekildiği açıklandı.

Kanun teklifinin yeniden önümüze geleceğine inanmak için pek çok nedenimiz var. Örneğin Adalet Komisyonu’ndaki görüşmelerde, iktidar ortakları AKP ve MHP’nin vekilleri teklifi o kadar keskin savundular ki, gören memlekette işsizlik, yoksulluk, ekonomik kriz, kadın cinayetleri, çocuk cinayetleri yok da tek sorunumuz ajanlar sanırdı.

“Ajan sorunu” deyince yanlış anlaşılmasın, yasa teklifini savunduğumuz yok. Elbette halkın güvenliğini tehlikeye atan girişimlere, faaliyetlere karşı cezai düzenlemeler yapılmalı, ancak suçun tanımı açık olmalı.

Bizlerin etki ajanlığı teklifine ilişkin en açık itirazımız, tam bu noktadır. Suçun ne olduğunun açıkça belirtilmediği, devlet güvenliğini tehlikeye sokacak faaliyetlerin ne olduğunun açık biçimde yazılmadığı, özellikle “siyasal yararlar” gibi ne olduğu belirsiz bir tanımın eklendiği düzenlemeye nasıl normalmiş gibi bakabiliriz? Hele ki teklif, sürekli kamu yararına bir düzenleme yapar görünüp arkadan basın ve ifade özgürlüğünü yok edecek yasalar çıkaran bir iktidardan geliyorsa…

Hatırlarsınız, geçen yıl Dezenformasyon Yasası düzenlemesi yapılır ve biz hep bir........

© Journo