Sahip miyiz yoksa emanetçi mi?

Müslüman Kardeşler retoriğinden hala tam olarak kurtulamamış siyasal İslamcı bir parti ile, o anlayışın şiddetle reddettiği ve günah saydığı milliyetçi – ırkçı ideolojiye bağlı başka bir partinin söylemini aynı konuşma içinde birleştireceksiniz ve Ahlat gibi etnik duyarlıkların hissedildiği bir coğrafyada ikna edici olacaksınız.

Eyvah eyvah!

Mecburen ideolojik cambazlık yapacaksınız.

SAHİP- EMANETÇİ?

Bir örnek:

Erdoğan “Biz bu toprakların emanetçisi değil asıl sahibiyiz!”

Siyasal olarak kimlere mesaj vermeye çalıştığını anlamak mümkün. Peki, ideolojik olarak doğru mu?

Medyada bol bol yayınlandı ama, dinci ve siyasal İslamcı basın bu cümleye tepki verdi mi bilmiyorum. Aslında, inançsal açıdan kızmış olsalar gerekir. Çünkü sık sık dile getirdikleri ve minibüs camlarına bile yazdıkları üzere “Mülk Allah’ındır, asıl sahip odur, hepimiz emanetçiyiz” ilkesine ters düşüyor.

Siyasal iktidarın ideolojik şubesi haline gelmiş olan Diyanet İşleri Başkanlığı sık sık “Malikül mülk” ilkesini hatırlatıyor:

“Her şeyin gerçek maliki, sahibi, idare edeni Allah’tır. Bizler........

© İz Gazete