Türkiye’nin temel problemi
Arkadaşımın bir derdi var. Bu dert ister istemez tüm hayatına sirayet ediyor. Yaklaşık 20 yıldır iktidarsızlık problemi ile cebelleşiyor, bu arkadaşımın yaşadığı ülke… Şöyle ki ülkesinin, içerisinde yaşayan herkese yetecek kadar güzelliği ve zenginliği var. Potansiyeli çok yüksek bir ülke. Ancak ülkenin başındaki bir grup insan ve ülkedeki zenginliklerin yüzde 90’ına sahip olan yüzde 1’lik kesim el ele verip içerisinde yaşayan masum insanları derin bir kaosa sürüklüyor. Bile isteye… Yaptıkları yolsuzluklarla, siyasi tartışmalarla, kurgulanmış olaylarla, planlanmış eğitimsizlik ve yozlaştırma ile, aslında çözümü olan ancak bilerek çözülmeyen sorunlar ile halkı mutsuzluğa ve umutsuzluğa sürüklüyor. Böylelikle insanlar kendi dertleriyle uğraşmaktan ülkelerinin acilen çözülmesi gereken problemlerine odaklanamıyor. İnsanlar, ülkenin problemlerine odaklanamasın diye içine atıldıkları yoksullukta ay sonunu nasıl getiririm diye düşünüyor. Evini geçindiremezken ‘çocuğuma nasıl kaliteli bir hayat sunarım’ diye düşünüyor. Hatta ‘çocuğumun karnını nasıl doyururum’ diye düşünüyor. Bu kadar derdin arasında da insanlara kendilerini, hayatlarını ve ülkelerinin durumunu sorgulayacak zaman bırakılmıyor.
İktidarsızlık mevzusuna gelirsek, arkadaşımdan dinlediğim kadarıyla komik bir kelime oyunu değil bu. Ülkelerini “yöneten” bir grup insan yukarıda yazdıklarımı temellendirecek şekilde, iktidarda kalmak ama iktidar gibi davranmamak üzerine bir siyaset izliyor. Gözlemlediğim kadarıyla gerçekten de öyle. Mesela ülkede çok büyük bir deprem oluyor. Depremin........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein