Dar ve Karanlık Odalar
Her ikisi de bir insanın; kolay kolay başarabildiği, en küçük yaşlarından bu yana, ruhunun ve karakterinin birer parçası haline geldiği veya getirildiği için, bir anda bırakabildiği veya değiştirebildiği davranışlar değildir. İnsanın, en başından itibaren; gördüğü, maruz kaldığı ya da ona dayatılan pek çok olumsuz; fikir, düşünce, tutum, davranış ve alışkanlık gibi yargılar ve önyargılar da çok erken yaşlarda kişiliğimize eklemlenen bir arıza, vücudumuza yerleşen bir virüs gibidir.
“Hepsi böyledir.” diyecek kadar bu alanda bilgiye sahip olmamakla beraber gördüğüm ve bildiğim kadarıyla, pek çok canlı, bu yaşama doğduklarında, onu dünyaya getiren ebeveynlerinin; etrafında, yakınında ya da belirli süreli olarak onlara bağımlı bir gelişim süreci yaşamaktadır. Çoğunlukla, ebeveynlerinin hem kendi aralarındaki hem de dış dünya ile olan ilişkilerini gözlemlemeye dayalı olan bu süreç, yavrunun eğitiminin de ilk aşamasıdır. “Nasıl ve nerede besin bulabileceği, nelerle beslenebileceği, dostu ve düşmanı olan canlıların kimler ve neler olduğu, tehdit ve saldırılara karşı kendini nasıl koruyacağı, nerede, hangi koşullarda, nasıl bir ortamda yaşamanın onun hayatını sorunsuzca yaşamasını mümkün kılacağı” vb. birçok soru, canlının, çocukluk çağı diyeceğimiz zaman diliminde cevabını öğrendiği bilgilerdir. Bu, biz insanlarda ise bu kadarıyla sınırlı kalmamaktadır elbette. Çünkü, insan dediğimiz biz canlıların temel amacı; üreme, beslenme ve hayatta kalmanın çok ötesine geçmiştir. Biz insanlar; benzerlerinden çok daha karmaşık bir psikolojiye ve çok daha geniş bir sosyalleşme becerisine sahip; derin düşünme, analiz ve strateji oluşturma becerileri ile diğerlerinden ayrılan gelişmiş bir türüzdür. Dolayısıyla, tüm yaşamımız hemen hemen dış dünyayla kurduğumuz zorunlu ilişkiye dayanmaktadır. Zorunlu diyorum çünkü; sosyal hayata karışmayan, ilişki kurmayan ya da bu konuda daha az girişken olan insanları “asosyal” olarak nitelendirmek gibi bir alışkanlığımız da vardır. Yani; sosyalleşme davranışları göstermemek, başka insanlar ve topluluklar ile iletişim ve ilişki içerisinde olmamak, toplumsal açıdan bir anormalliktir. “Dış dünyayla kurduğu sosyal ilişkiler, bu ilişkinin kalitesi ile başarısı”, ilkel insanınkinden farklı olarak, artık bugünkü insanın bu yaşamdaki başarısı ve mutluluğu açısından belirleyici unsurlardan bazıları olmuştur.
Her birey, içine doğduğu ailenin biyolojik özelliklerini bünyesinde barındırmakla beraber hem çekirdek hem de geniş ailenin içerisinde geçirdiği zamanda, onların; sosyal, kültürel ve psikolojik özelliklerinden de kendi payına düşeni almaktadır. Ebeveynler, bilinçli veya değil, çocuklarının........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein