menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Dalından düştüğün kökten daha iyi olmak

8 17
15.12.2025

Bunlar, daha kısa bir şekilde: “kaba / nezaketsiz, açgözlü, yalancı” olmamak ya da “nazik / kibar, cömert, dürüst” olmak olarak da ifade edilebilir. Bizlerden, benimsememiz ve uygulamamız beklenen, beklendiği de bir şekilde ifade edilen söz konusu bu değerleri uygulamadığımızda ise sonuçları ile yüzleşmemiz gerekmektedir.

Geçmiş nesiller için bu yüzleşme kimi zaman sadece bir tokat veya biraz daha etkili olması bakımından kötek olabilirken kimi zaman da o yaşlarda mahrumiyetinden mutsuzluk duyacağımız bazı; hak, faaliyet, eylem veya zevklerimizin sınırlandırılması olmaktadır. Sevdiği bir çizgi filmi izleyememek, abur cubur yiyememek, arkadaşlarla top oynayamamak, ip atlayamamak ya da hafta sonu sokağa çıkamamak gibi bazı sınırlandırmalar, geçmişteki; kötü karar, seçim ve eylemlerimizi tekrarlamamamız açısından bize verilmiş bir uyarı niteliğindedir. Ayrıca bu uyarı, önemsemeyerek ihlal ettiğimiz sınırları ve göz ardı ettiğimiz değerleri hatırlatma görevi de görmektedir.

İnsanın bu yaşamda herhangi bir şeyi öğrenmesinin en iyi yolu, onu tüm sonuçlarıyla beraber kendisinin deneyimlemesidir. İlla ki hepimizin bunun için bireysel bir örneği olabilecektir. Ancak, en basmakalıp örneklerden bir tanesi elbette: Sıcak sobaya değen parmağımızın yanmasının bize verdiği acıdan öğrenmemiz ve yeniden canımız acımaması için, soba da dahil bir daha sıcak herhangi bir yüzeye dokunmamayı öğrenmemizdir.

Maalesef ki insan böyledir, her ne kadar pek çok konuda, öğrenmesinde kendisine yardımcı olacak, başkalarının; karar, seçim ve eylemlerinden ortaya çıkan dersler olsa da her insan kolay yoldan öğrenmeyi seçmemektedir. İşte bu yüzdendir, birçok insanın bu yaşamda karşısına çıkan tekrarlı ve birbirine benzer nitelikteki; konu, olay, durum ve kişiler.

Bu hayatı yaşarken; hayatı yaşamayı kolaylaştıracak, olası kötü sonuçlardan kaçınmayı ve de diğer insanlarla beraber huzurlu ve bir düzen içerisinde yaşamayı sağlayacak çeşitli kurallara ihtiyacımız vardır.

Hayatımızın ilk kurallarıyla, içine doğduğumuz ailede karşılaşırız. Bir dolabı veya çekmeceyi açmamak, birine vurmamak, tabağımızdaki yemeği bitirip israf etmemek, sofranın kurulmasına ve toplanmasına yardım etmek, ellerimizi yıkamak, odamızı temiz tutmak, eşyalarımıza iyi bakmak vb., aslında ardında çeşitli değerler barındıran birçok kural, en küçük yaştan itibaren bize aşılanmaya çalışılır. Biraz daha büyüdükçe, bunlara; ailemiz dışındaki insanlar ve dış dünyayla olan iletişim ve ilişkimizde dikkat etmemiz ve yerine getirmemiz gerekenler eklenir.

Okula başladığımız andan itibaren de artık sadece bir çocuk olarak değil hem bir........

© İz Gazete