Shubra ile Tebdil-i Mekân
TEBDİL-İ MEKANIN LEZZETLE BULUŞMASI
“Tebdil-i mekânda ferahlık vardır” der büyüklerimiz. Sizce de ne kadar doğru bir söz değil mi…
İnsan bazen ruhunu dinlendirmek için de mekân değiştirir; kimi zaman bir ormanın serin gölgesinde, kimi zaman bir denizin maviliğinde arar huzuru. İşte Osman Dural’ın işlettiği Beykoz’un yeşille maviyi buluşturan eşsiz noktasında yükselen Shubra, muhteşem manzarası ve lezzetleriyle iyi bir restoran olmasının ötesinde doğanın kucağında, damakların bayram ettiği bir sığınak niteliğinde.
İstinye’den Tarabya’ya uzanan boğaz hattını kucaklayan manzarasıyla Shubra, misafirlerini önce gözlerinden, sonra gönüllerinden fetheder. Bir yanda ormanın huzuru, diğer yanda denizin ışıltısı… Bu fonun önünde servis edilen her tabak, şahane leziz bir yemek olmasının yanında bir deneyim, bir hikâye ve bir hatıraya dönüşür.
Lezzetlerin sofradaki dansı
Shubra Restoranının menüsü, dört büyük lezzet hattının kesişim noktasında yer alıyor. Bir taraftan Meksika’nın cesur baharatları, Fransız mutfağının zarif dokunuşları diğer taraftan İtalyanların hamur ve sosla kurduğu aşk ve Türk mutfağının köklü gelenekleri… Hepsi, doğu ve batının harmanlandığı bir ortak lezzet dilinde buluşuyor. Masanıza gelen bir Etli Noodle, sizi Asya sokaklarına götürürken; hemen ardından sunulan bir Çökertme Kebabı, Anadolu’nun bereketli sofralarını hatırlatıyor.
Menünün başrolünde nefis ana yemekler olduğu kadar küçük detaylar da bulunuyor. Humus, kuru cacık ve acılı ezmeden oluşan üçlü........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein