Madrid Akşamı: Bir Puan, Bir Adım, Bir İnanç |
Dünya Kupası Avrupa Elemeleri’nin son haftasında Türkiye’nin İspanya deplasmanında ortaya koyduğu mücadele, skor tabelasının çok ötesinde bir hikâye anlattı. 2-2 biten maç sadece bir puan değil; özgüven, karakter ve gelecek vadeden bir takım ruhu kazandırdı bize. Bazen beraberlikler, galibiyetlerden daha fazla şey söyler. Madrid akşamı da tam olarak böyle bir gündü.
İspanya gibi topa hükmetmeyi alışkanlık haline getirmiş, yıllardır büyük turnuvaların değişmez favorilerinden biri olan bir takım karşısına çıkmak kolay değil. Hele ki deplasmanda… Maçın ilk dört dakikasında gelen gol de bunun göstergesiydi aslında. Cucurella’nın sol kenardaki kontrolü, ceza sahasındaki karambol ve Dani Olmo’nun bitiriciliği… Henüz ısınmadan kalemizde golü görmemiz, pek çok takımın direncini kırardı. Ama Türkiye’nin artık böyle bir problemi yok. Bu takım, geri düşse bile sahadan kopmuyor.
Altay Bayındır’ın kurtarışları ilk yarının kaderini değiştirdi desek abartmış olmayız. Dani Olmo’nun arka arkaya iki pozisyonda golü kokladığı anlarda Altay’ın gösterdiği refleksler, yalnızca bir kaleci performansı değildi; takımın ayakta kalmasını sağlayan bir direnç duvarıydı. Bir takımın ne kadar mücadele edebileceği bazen kalecisinin yüzünden okunur. O yüzden Altay’ın o anları, maçın kırılma noktalarından biri oldu.
Gol ise dakikalar 42’yi gösterdiğinde geldi. Orkun Kökçü’nün kornerde........