Nedenlerin İzinde(44)

DEVLET YIPRANMIYOR, ÇÖKÜYOR

Türkiye, uzun süredir adı konmamış ama sonuçları her gün yaşanan garip bir yönetim biçiminin içinde savruluyor. Yürütmenin yasamayı etkisizleştirdiği, yargıyı tahakküm altına aldığı; denge ve denetleme mekanizmalarının ise ya işlevsizleştirildiği ya da tamamen yok sayıldığı bu yapı, artık klasik bir yönetim krizi değil, açık bir devlet krizidir.

“Tek adam rejimi” denilen bu ucube düzen, yalnızca siyaseti biçimlendirmiyor; toplumu, kültürü, ekonomiyi hatta aileyi derinden yaralıyor. Çünkü şeffaflığın olmadığı yerde hesap sorulamaz, hesap sorulamayan yerde adalet yaşayamaz. Adaletin yaşayamadığı bir ülkede ise ne devlet ayakta kalır ne de toplum huzur bulur.

Bugün gelinen noktada adalet, “ben ne dersem o olur” anlayışına teslim edilmiştir. Atamalar liyakate göre değil, sadakate göre yapılmakta; kamu görevleri, devlete hizmet etme bilinciyle değil, iktidara bağlılık ölçüsüyle dağıtılmaktadır. Yasama, yürütmenin emrine girmiş, yargı ise bağımsızlığını kaybetmiştir. Sonuç? Vatandaşın devlete olan güveni hızla erimiş; hukuk olan inanç ve saygı yerini korkuya bırakmıştır.

Siyasi partiler, demokrasinin olmazsa olmazıdır; ancak Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile yönetilen Türkiye’de siyasi hayat tek bir merkezin iradesine indirgenmiştir. Her........

© İstiklal