Kubbeler Altında Yükselen Maneviyat
(Üç Aylar ve Camilerde Hassasiyet)
“Bir mabede girerken insan, asırlarca süren bir duanın içine girer.”
Yahya Kemal Beyatlı
Üç aylar; bu topraklarda yalnızca ibadetin değil, saygının, temizliğin ve medeniyet ahlakının yeniden hatırlandığı müstesna zamanlardır. Kardeşliğin, sıla-i rahimin ve iç muhasebenin öne çıktığı bu dönemlerde camiler dolarken, hassasiyetimizin de aynı oranda artması gerekir.
Recep, Şaban ve Ramazan…
Üç aylar; İslam dünyasında olduğu kadar Anadolu irfanında da derin bir karşılığa sahiptir. Bu aylar, bir milletin iç dünyasında başlayan, maneviyatla yoğrulmuş sessiz bir yürüyüştür. Bu yürüyüşün durakları ise asırlardır aynıdır:
Camilerimiz…
Bu mübarek zaman dilimi geldiğinde şehirlerin ritmi değişir, sokaklar yavaşlar, insanlar daha çok camilere yönelir. Çünkü bu topraklarda maneviyatın merkezi asırlardır kubbelerin altındadır.
Ben, kubbelerin üzerinde yıllarını geçirmiş; camileri yalnızca yerden değil, zirveden de gözlemleyen bir fotoğrafçı olarak şunu net bir şekilde ifade ediyorum:
Üç aylar geldiğinde şehirlerin eşsiz ruhu camilerde toplanır.
Kubbeler daha fazla dua işitir.
Avlular daha fazla ayak sesi taşır.
Mihraplar daha fazla niyet görür.
Camiler yalnızca ibadet edilen yapılar değildir. Onlar; bu medeniyetin ahlakını, ölçüsünü, edebini ve estetik anlayışını yansıtan canlı mekânlardır. Bir caminin kapısından içeri girerken sergilenen tavır, aslında insanın hayata karşı duruşunun da kısa bir özetidir.
Büyük şairimiz Yahya........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Rachel Marsden