“Selimiye’nin yapısı, Üç Şerefeli’nin kapısı, Eski Cami’nin yazısı. Muradiye’nin Çinisi.
Edirne Sultanların Şehri, Şehirlerin Sultanı. Osmanlı’ya 93 yıl başkentlik yapmış güzide şehrimiz.
İstiklal Marşımızın yazarı Mehmet Akif Ersoy’un o güzel dizeleriyle giriş yapalım.
Edirne; işte o İslam’ın ahenin suru
Edirne; işte o şarkın cebin-i mağruru
Birinci mevki-i feyyazı belki dünyanın
Edirne; işte o şarkın demir kilidi.
Edirne deyince ilk akla gelen elbette Edirneli Mehmed 1432’de doğmuş Fatih Sultan Mehmet Han gelir.
Mimar Sinan'ın “ustalık eserim” diye nitelendirdiği Abidevi yapıt alamet-i farıka Selimiye Camisi bu kentin ve dünyanın baş tacı gelir.
Çinileriyle ünlü Muradiye Camii gelir.
Muhteşem hat yazılarıyla ünlü Eski Camii gelir.
Osmanlı’nın ilk gözbebeği ilk üç yollu üç serefesi olan Burmalı (Üç Şerefeli Camii ) gelir.
Adalet Kulesi, Meriç Köprüsü,Tunca Köprüsü, Kanuni Köprüleri gelir. Say say bitmez kısacası.
Edirne Osmanlı’nın kurulduğu ilk yıllardan itibaren önemli sayısız eserler meydana getirmişlerdir. Öyle ki dünyada eşine az rastlanır sayıda kültürlerin hepsini aynı yerde görmemiz mümkün.
Çok kubbeli yapılar sisteminden tek kubbeli yapılar sistemine geçişin merkezi olmuştur. Sayısız camiler, imarethaneler, hamamlar, saraylar, köprüler, çeşmeler, mescitler, su terazileri, Makedon kulesi say say bitmeyen tarihi zenginliğe sahip en önemli şehirlerimizden.
Edirne’ye yıllarca hizmet etmiş biri olarak coğrafi bakımından kültürel zenginliğini fotoğraflar ile Edirne’de “Bakıpta Göremediklerimizi” sizlerle paylaşmak boynumun borcu.
Gece gündüz demeden minare tepelerinden, kubbelerden, ev çatılarından ve 50 metre vinç tepesinden bu........