menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İbrahim Anlaşmalarının Mahiyeti ve İçyüzü

17 10
20.11.2025

Bu yazımızda İsrail’in güvenliği ve meşruiyet arayışı doğrultusunda arz-ı mev’ud hedefine ulaşmak için İsrail - ABD müşterek aklıyla icat edilen İbrahim Anlaşmalarının mahiyeti ve içyüzü üzerinde duracağız.

I- İbrahim Anlaşmalarının Mahiyeti

İlk bakışta siyasi, iktisadi ve askeri sahalarla ilgiliymiş gibi sunulan bu anlaşmaların temeli aslında dinî ve ideolojiktir.

1- Dinidir, Neden?

Yahudilerin arz-ı mev’ud (vadedilmiş topraklar) hedefi, muharref Tevrat’tan kaynaklanan Siyonist ideolojinin bir parçasıdır. Dolayısıyla dinîdir. İsrail bu dinî hedefini devlet politikası haline getirmiştir.

İbrahim Anlaşmalarının Hıristiyanlar açısından manası ise Vatikan’ın dinlerarası diyalog ve hoşgörüsü ile ABD’li Evangelistlerin ılımlı İslam projesinin bir mecrada daha uygulama imkânı bulmuş olmasıdır.

Buradan çıkan sonuç, bu anlaşmaların Yahudi ve Hıristiyanların ortak dinî ve ideolojik maksatlarına hizmet ettiğidir.

2- Küfür Tek Bir Millettir

Yahudi ve Hıristiyanların İslam karşısında ittifak ederek ortak menfaatleri doğrultusunda bir ve beraber hareket etmeleri yeni bir şey değildir. Tarih boyunca hep böyle olmuştur. Bu durum küfrün karakterinden kaynaklanır.

Kuran’da Yahudi ve Hıristiyanlara ortak bir adlandırmayla “ehl-i kitap” denir. İşin iç yüzünü bilmeyenlerin zihninde “kitap sahibi olmak” manasında müspet bir çağrışım yapsa da ehl-i kitap tabirindeki asıl mana, Yahudi ve Hıristiyanların Allah’tan gelen mukaddes kitapları değiştirip tahrif etmeleri; Allah’ın kelamı yerine kendi ifadelerini koymak suretiyle hak ve hakikati saptırmalarıdır. Onların bu durumları vahiyle haber verildiği halde Müslümanlar bunu dikkate almaz da onlara meylederse, uğrayacakları akıbet yine Kuran’da bildirilmektedir:

“Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba uyarsanız, imanınızdan sonra sizi döndürüp kâfir yaparlar.” (Âl-i İmran: 100)

3- Müslümanlar Ehl-i Kitabı Dost Edinmemelidir

Ehl-i kitabın dost edinilmemesi hususunda Kuran’da açık uyarılar vardır. Mealen şu iki ayet-i kerimeyi aktaralım:

“Ey inananlar! Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse, şüphesiz o da onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.” (Mâide: 51.)

“Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar. De ki: “Allah’ın yolu asıl doğru yoldur.” Sana gelen ilimden sonra, eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, Allah’tan sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır.” (Bakara: 120)

4- İbrahim Anlaşmalarının Temelinde Hz. İbrahim’in İstismarı Vardır

İbrahim Anlaşmaları denen bu anlaşmalarla, Hz. İbrahim’in (a.s.) mübarek isminin suiistimal edildiği ve de temsil ettiği mananın saptırıldığı gayet açıktır.

Evveliyetle şunu bilmek gerekir ki, insanlar nesepleriyle değil, inanç ve itikatlarıyla kıymetlenir. İslami ölçü bunu gerektirir. Bu sebepledir ki İslam’da gerçek kardeşlik iman kardeşliğidir.

Kaldı ki nesep anlamında düşünüldüğünde Hz İbrahim, iki oğlundan Hz. İshak (a.s.) sebebiyle Yahudilerin, Hz. İsmail (a.s.) sebebiyle de Arapların atasıdır. Ne yazık ki Yahudiler Hz. İbrahim’i (a.s.) istismar ederek kendi batıl ideolojilerine hizmet ettirmek........

© İstiklal