Sınıfın Kapısı Açılmadan Kurulan Bağ

Bir öğretmenin öğrencileriyle kurduğu bağın önemli bir kısmı, çoğu kişinin düşündüğü gibi ders saatlerinde değil; daha kapı açılmadan, teneffüslerde, sabah selamlaşmalarında, koridordaki kısa karşılaşmalarda başlar. Bir çocuğun yüz ifadesi, o günün nasıl geçeceğine dair size ders zili çalmadan çok şey söyler.

Sınıfın kapısını açmadan önce koridorda öğrencilerin ayak seslerini, fısıldaşmalarını, kimilerinin aceleci kimilerinin uykulu bakışlarını görmek, öğretmene günün ilk sinyallerini verir. Sabahları kapının önünde durduğum o kısa dakikalar, öğrencilerimin o günkü ruh hâlini anlamada bana eşsiz bir avantaj sağlıyor. Birinin çantası normalden daha doluysa, bir diğeri sessizse, biri yarı uykulu adımlarla geliyorsa, bir başkasının gözleri parlıyorsa… Tüm bu detaylar, sınıf atmosferini daha içeri girmeden okumama yardım ediyor.

Geçtiğimiz gün kapıda beklerken öğrencilerimden biri yanıma eğilip:
“Hocam, bugün size bir şey anlatmak istiyorum ama derste değil… Kapıdan girerken söyleyeyim,” dedi. Bu cümle bile, sınıf dışında kurulan güvenin ne kadar kıymetli olduğunu anlatmaya yetiyordu.

Bu erken temasların değerini dünya literatürü de........

© İstiklal