Padişah bir sefere çıktığında, savaş sahrasında yeniçeriler onun önene dokuz saf oluşturacak şekilde dizilirlerdi. En ön saftaki çeriler ok ya da tüfeklerini attıktan sonra, bu sefer ikinci saf kalkar ve onlar da ateşleme yapardı. Daha sonra üçüncü, dördüncü ve beşinci diye bu sıralama, dalgalar oluşturacak şekilde devam ederdi. Şayet düşman kuvveti padişahın merkezine kadar ilerlerse, yeniçeriler anında hilal vaziyetinde kanatlara doğru açılır ve düşmanı ortada demir bir mengene gibi sıkar işlerini bitirirlerdi. Buna örnek olarak II. Murad Han’ın, Varna Savaşında müttefik Haçlı ordusu ile yapmış olduğu harp verilebilir.

Varna Savaşında Jan Hunyad, Osmanlı ordusunun iki kanadını da müşkül duruma soktuğunda savaş esnasında, merkezdeki Macar Kralı Vladislav’ın yanına vararak:

‘‘İşte Türk’ü tepeledik! Ne durursunuz? Beye, bey gerektir. Sultan Murad’ın üzerine de siz varın. Hatta varalım Türk’e şöyle fenalık edelim…’’ diyerek bütün gücüyle Osmanlı ordusunun kanatlarına yüklenmişti. Jan Hunyad ile birlikte Vladislav’da bir anlık zaferin şehvetine kapılarak mağrurane bir edayla, Osmanlı’nın merkezinde son kalan Sultan Murad Han’ın hassa kuvveti olan yeniçeriler üzerine hareket etti. Öyle ki Vladislav, Sultan Murad’ın merkezinde sadece beşyüz kadar çerisinin olduğunu görünce kaçacağını zannederek: ‘‘Hay Türkün beyine! İyi fırsat buldum. Varayım tutayım. Kaçma Murad! Kaçma!’’ diye bağırmıştı. Fakat bu hareket, Macar Kralı Vladislav’ın hayatında yaptığı en büyük hata olacaktı.

Nitekim yeniçeriler bir anda kanatlara doğru açılmış ve hilal vazifesi alarak Kralın bütün kuvvetlerini çepeçevre sarmışlardı. Bütün bu hadiseleri Sultan Murad Han, tepeden büyük bir soğukkanlılıkla takip ediyordu. O sırada yeniçeriler, çevrelerini sardığı haçlıları anında perişan etmeye başlamıştı. Vladislav kaçmaya çalışmışsa da muvaffak olamamış, Timurtaş adında bir yiğidin atına balta darbesi indirmesiyle yere düşmüştü. Macar Kralının yere düştüğünü gören Koca Hızır adında bir yaya başı, anında başını gövdesinden ayırıp Sultan Murad Han’a götürmüştü.........

© İstiklal