Bosna: Gençlik Yıllarımızın Sevdası….

15 Temmuz tarihinde Çıra Tur’la, çok özel bir toplulukla, balkan gezisine katıldım. Ramazan Kayan hocanın sohbetleri ile renk kattığı gezimizde grup arkadaşlarımızın uyumu, samimiyeti, gezi boyunca birikimlerini paylaşması, gezimizi daha da bereketlendirdi. 90 yılların ezgilerini dinleyerek sürdürdüğümüz gezide kurulan yeni dostluklar bu bereketlerden biri idi.

Gezi boyunca İslami hassasiyetleri dikkate alarak bir program yapan ve Bosna şehidimiz Selami Yurdan’ın mezarını gezi programına ekleyen Çıra Tur’a Abdullah Kayan kardeşime yeniden teşekkür ediyorum.

Bu yazımda gezinin Bosna Hersek bölümünü sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bosna bizim gençlik yıllarımızın sevdasıydı. 1992 yılında başlayan Bosna cihadı bize öncelikle Avrupa’nın göbeğinde bir Müslüman topluluğun varlığını ve Aliya gibi bir değeri öğretti. O günlerden sonra Bilge Kral Aliya’nın hayatımda hep özel bir yeri oldu. Aliya’yı ve Bosna cihadını tanıdıktan sonra hep Bosna’ya gitmek, görmek istemişimdir. Bosna’yı görmek nihayet 15 Temmuz 2025 tarihinde kısmet oldu.

Bosna-Hersek, Güneydoğu Avrupa’da, Balkan Yarımadası’nın ortasında yer alan bir Avrupa ülkesi. Başkenti Saraybosna (Sarajevo). Nüfusu 3.2 milyon. Nüfusun en az yüzde ellisi Müslüman Boşnak, yüzde otuzu Ortodoks Hıristiyan Sırp, yüzde onbeşi Katolik Hıristiyan Hırvatlardan oluşmaktadır.

Sovyetler birliğinin dağılmasından sonra, Bosna-Hersek, 1 Mart 1992’de yapılan referandum sonrası Yugoslavya’dan bağımsızlığını ilan etti. Bosna- Hersek’in bağımsızlık kararını tanımayan Sırplar, Bosna Savaşı'nı başlattı.

Bosna Savaşı, yaklaşık 100.000 kişinin ölümüyle sonuçlandı. Avrupa’nın göbeğinde Boşnak Müslümanlar, sadece Müslüman oldukları için büyük katliamlar yaşadılar soykırıma uğradılar.

Bosna savaşı gerçek anlamda bir din savaşıdır. Çünkü Boşnak, Sırp ve Hırvatlar etnik olarak aynı ırka mensuptur. Hepsi Slav’dır. Boşnakların özelliği Müslüman olması, Sırplarınki Ortodoks, Hırvatlarınki Katolik olmasıdır. Bosna savaşı bu anlamda bir inanç savaşıdır.

İslam dünyasının birçok yerinden ve Türkiye’den birçok Müslüman Bosna’da Müslüman kardeşlerinin yanında savaşmak için bu cihada katıldılar ve şehit oldular. Türkiye’den Bosna cihadına katılan ve ilk Türkiyeli şehit olarak tarihe geçen yiğitlerden biri ise Selami Yurdan’dır.

Bosna savaşı 1995 yılında ABD’nin Ohio eyaletinde imzalanan Dayton Anlaşması ile sona erdi. Bu anlaşma, Bosna- Hersek’in günümüzdeki siyasi yapısını da belirledi.

Bosna-Hersek, Osmanlı, Avusturya-Macaristan ve Yugoslavya dönemlerinden izler taşıyan çok kültürlü bir toplumdur. Özellikle başkent Saraybosna’da bu kültürlerden izler açık bir şekilde görülüyor. Öyle ki Şehrin bir mahallesinde Yugoslavya döneminin izlerini, Saraybosna çarşısının yarısında Osmanlı, diğer yarısında Avusturya-Macaristan mimarisinin özelliklerini görüyorsunuz. Bosna Hersek İslam, Ortodoksluk ve Katoliklik gibi büyük dinlerin yan yana yaşadığı ender ülkelerden biridir. Camii, Kilise birçok şehirde yan yana duruyor.

Bosna Hersek bölgesini Osmanlılar 1463'te fethetti ve yaklaşık 400 yıl boyunca bu topraklarda hüküm sürdü.

Boşnak Müslümanların İslam’a geçişi, 15. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun Bosna-Hersek’i fethetmesiyle başlamıştı. Bosna halkı o dönemde ağırlıklı olarak Bogomil inancına mensuptu. Bogomilizm, Ortodoksluk ve Katoliklikten ayrı anlayışlara, inançlara sahip Hıristiyan mezhebiydi. Hz. İsa’nın tanrı olduğu inancını reddediyor Hz. İsa’nın sadece bir peygamber olduğuna inanıyorlardı. Bu düşünceleri ile tevhide daha yakınlardı. Onun için kendilerini İslam dinine daha yakın görerek, İslam dinini tanıdıkça Müslüman oldular.

Uçağımız 15 Temmuz’da öğlen saatlerinde Saraybosna’ya indi. Otele gitmeden öncelikle Saraybosna gezisine başladık. Havaalanından şehre giderken rehberimiz yol boyunca bize Bosna-Hersek ve Saraybosna ile ilgili bilgilere verdi.

Saraybosna (Sarajevo), Bosna-Hersek’in başkenti ve en büyük şehri. Tarih boyunca farklı dinlerin, kültürlerin ve medeniyetlerin buluştuğu bir merkez olan Saraybosna, “Avrupa’nın Kudüs’ü” olarak ta anılıyor.

Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’da ilk ziyaret ettiğimiz yer rahmetli Aliya’nın mezarı oldu.

Aliya İzetbegoviç, vasiyetinde: “Her fani gibi, ben de öleceğim. Mezarıma anıt yapmayın, öldüğümde, Bosna şehitleriyle yan yana yatmak istiyorum” dediği için Aliya’ya bir devlet başkanı olarak ayrı bir anıt mezar yapılmamış, Saraybosna şehitliğinde Bosna şehitleri ile aynı mezarlığa defin edilmiş.

Aliya’nın mezar taşında üç şey yazar:

Hüvelbaki: Baki olan Allah’tır.

Abdullah: Allah’ın kulu. Aliya mezar taşına cumhurbaşkanı vasfını değil Allah’ın kulu vasfını yazdırmayı tercih etmiştir.

Boyun eğmeyeceğiz: Ömrü boyunca direnen Aliya, mezar taşıyla da bizlere direniş dersi........

© İslami Analiz