Kapının Dışında, Bahçede

Bu bahçede tadına doyulmaz meyveler yemiş, bitmesin istediğimiz neşeli sohbetler etmiştik. O zamanlar hep bahçede olduğumu duyardım. İnsan neşeli anlarda kendini ait hissetmeye daha yatkın oluyor. Şimdi aynı yerdeyim, bu sefer kapının dışında… İçerde küçük taşlar birbirine çarpıyor, dışarıya bu çarpışmaların utangaç sesi taşıyor. Belli aralıklarla, haşyetle “ihlas-ı şerif” diyor bir ses.

Güzel bir manzarayı izlemek, insanın içinde “manzara” olmak iştiyakını arttırıyor. Güzel bir bahçenin, üzerine sekînet indirilmiş bir halkanın parçası olmaktan başka insana yaşadım dedirtecek ne var ki? Şimdi içerde olmak, kapıdan girmeye layık olmak istiyorum. Dünse bambaşka mekânların özlemini çekiyordum.

İhlas-ı şerif… Yakın zamanda görüştüğüm kişiler aklıma geliyor. Planlanmayan görüşmelerin öngörülemez konuları ve beklenmedik etkileri… Hayatımdaki çok az şeye tüm samimiyetimle bağlanmış olduğumu anlıyorum. Şükrettiklerimin, yakındıklarımın, anlattıklarımın ve benim saydıklarımın çok azını gerçekten sahipleniyorum. Dertlerim o kadar sahici değil. Aidiyetlerim yaftalardan ibaret.

Bu kapıdan girmek çok mu zor? Hayır değil. Ne bu kapı ne de diğerleri geçemeyeceğim kadar dar. Hayatımı kilitli bir kapı yokmuş gibi yaşadım,........

© İnsaniyet