Orucun Felsefesi

Allah Hâkim olarak en doğru hüküm ve yargının sahibidir. Yaptığı ve emrettiği her işte bir incelik, derinlik, sağlamlık ve bir kararlılık olması açısından hikmetlidir.

İnançlı insan için Allah, doğru ve sağlam bilginin kaynağıdır. Yani O ne derse, hangi bilgiyi vermişse gerçektir ve mutlaktır. Çünkü O Hâkim ve Alimdir.

Tehanevi, Hikmet ilmi kavramının felsefe, bilgi sevgisi anlamında kullanıldığını belirterek, hikmetin aklî gücün itidalini ifade eden tanımıyla tasavvufta kazandığı, “nefsin ve şeytanın afetlerini ve bunlardan koruyucu manevi riyazet yollarını bilmek” şeklindeki anlamını da aktarmaktadır. (İslam Ansiklopedisi)

Bu kısa giriş aslında orucun felsefesinin ne anlama geldiğinin bilme, anlama ve kavramanın sağlam bir yargıda bulunma anlamına geldiğinin altını çizmek içindi.

Allah hiçbir şeyi boşuna, anlamsız ve iş olsun diye emretmez. O’nun her emri, her sözü derin bur bilgeliği, derinliği için de saklayan bir hazine sandığıdır. Hikmet kavramını insan için ele aldığımızda ise bu hazine sandığının anahtarını elinde bulunduran ve derinliği olan bilginin aslına ulaşmak için bilgi denizine dalan bir bilgelik dalgıcı diyebiliriz.

Bilgelik dalgıcı sözlerin derinliğini anlama kabiliyetine sahiptir. Çünkü bu hususta yoğunlaşmakta ve sadece resmin görünen yüzünü değil bir de arka plandaki manasını anlamaya çalışandır.

Öyleyse bizde bu manada orucun felsefesini irdeleyerek aslında kısa bir bilgelik dalgıcı olarak onun ne anlama geldiğini ve genel anlamının ötesinde arka plânda ne sakladığının gizemine yolculuk yapabiliriz.

Hâkimi Mutlak Allah (cc) orucun farziyetini belirttiği ayeti kerimesinde şöyle buyurmaktadır. “Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki takvaya erersiniz.” Bakara/183

Bu ayeti hikmet gözlüğüyle okuduğumuzda oruç ve takva kavramlarının kilit olduğunu görebiliriz. Öyleyse hazine sandığını açabilmek için bu kilitlerin anahtarlarını bulmak bir zorunluluktur. Aksi takdirde sadece yüzeysel olarak söylenenlerle yetinmek durumunda kalabiliriz. Hakîm Allah bize orucun asıl amacının takvaya ermek olduğunun altını çizmektedir. Yani dikkatimizi oruçta takvalı olmanın gerektiğini belirtmektedir. Şimdi biz inançlı bir insan olarak takvayı teğet geçerek sadece oruca odaklanırsak, orucun hikmetinden mahrum olmak gibi bir fakirliğe düçar olabiliriz. Çünkü orucun hikmeti, zenginliği, bereketi hazine sandığının içinde gizlidir.

Oruç kelimesi, sözlükte “bir şeyden uzak durmak, bir şeye karşı kendini tutmak” anlamına gelen Arapça savmın (sıyâm) Farsça karşılığı olan rûze kelimesinin Türkçeleşmiş........

© İnsaniyet