Eşi Değersizleştirme
Tolstoy, bir kadının ihaneti üzerinden aileyi ve toplumu sorguladığı eseri Anna Karanina’ya “Bütün mutlu aileler birbirine benzer, her mutsuz ailenin mutsuzluğu kendine göredir.” cümlesiyle başlar. Biz de yazımızda ailelerin mutsuzluğunun nedenleri üzerinde durmaya çalışacağız.
“Mutlu aileler birbirine benzer.” Evet bu ailelerin ortak özelliği öz güveni yüksek, kendisiyle barışık, birbirine saygılı eşini ve çocuklarını illa kendisi gibi yaşamaya zorlamayan, niyet okumayan, üçüncü şahısları (bunlar anne, baba, kardeş, amca, dayı, hala, teyze gibi en yakınları olsa bile) aile işlerine karıştırmayan özgür bireylerden oluşuyor olmasıdır.
Mutlu ailelerde eşler özgürdür. Çünkü “Olgun bir evliliğin üzerine bina edileceği ve gerçek sevginin gelişebileceği tek temel, kendinin ve eşinin gerçek bağımsız kişilikleri ve birbirinden ayrı benlikleri olduğunu kabul etmektir.”[1] Eşinin bağımsız kişiliğinden rahatsız olan bireylerin ailede mutluluk rüzgarları estirmesi çok zordur. Eşinin konuşmasına, fikir beyan etmesine, kendi varlığını belirtmesine tahammül edemeyenler evde köle isteyen zavallı bireylerdir.
Aileyi sürekli güç gösterisinin sergilendiği bir arena gibi gören zihniyetlerin mutlu bir aile oluşturma şansı yoktur. Kişiliğin yok edildiği bir ailede karşılıklı mutlu olacak bireyler yoktur. Çünkü evin hâkimi sadece bir eş (kadın ve erkek fark etmez) ise diğeri köledir. Aile ise iki özgür bireyin birlikte yaşamaya söz verdikleri birlikteliktir. İşte bunun için mutlu ailelerin en önemli birinci özelliği eşlerin birbirini özgür bir kişilik olarak benimsemeleridir.
Mutsuzluğun birçok sebebi vardır. Bunları sırasıyla ele alıp kısa değerlendirme yapacağız.
Her şeyden önce aile iki farklı bireyin varlığıyla anlam ifade eder. Eşlerden birisi diğerini kendisi gibi olmaya zorlar, kendisinin dediği gibi yaşamasını isterse burada özgür birey ortadan kalkmış, yerine köle bir kişilik getirilmiştir.
Aile olmayı kölelik kültürü olarak gören ilkel birlikteliklerde mutluluk ve mutsuzluk söz konusu olamaz. Çünkü köle ile efendi arasındaki bağ aile, sevgili, sevgi, saygı değil güç, kudret, hükümranlık bağıdır.
Eş gücüne, kudretine, parasına, kazancına dayanarak diğerinin üstünde tahakküm kuruyorsa orada birey yoktur. Aslında bu bakış açısı........