Üzüm Üzüme Baka Baka Kararır Mı?
Yıllardır düşünüp dururum. Gerçekten bin yıllardır büyüklerimizin söyledikleri her şey tecrübeye mi dayanır, söyledikleri kusursuz mu? Hilaf yok mu? Yanılmış olamazlar mı diye. Tabii ki beşeriz, şaşarız, eksiklerimiz, fazlalarımız var, huylarımız sularımız farklı. Bilgi becerilerimiz, kültürlerimiz, zamanımız, bakışımız, öngörülerimiz faklı. Her asırdaki insanlar farklı ve yaşadıkları coğrafyaya, yöreye, oranın kalıplaşmış bilgi birikimlerine göre şekil alırlar. Beş bin yıl öncesinden gelen doğrular da var, yanlışlar da. Günümüze kadar ulaşan büyüklerin sözlerine bundan dolayı “atasözleri” deriz. Atalar söylemişler ve istisnasız yüzde doksanı doğru çıkmıştır.
Şimdi asıl konumuza dönelim. Size bir atasözünden bahsedeyim. Bizzat kendim tecrübe etmek ve kafamdaki karışıklığı gidermek için tuttum ne yaptım, yahu bir deneyeyim, ne çıkar dedim, üşenmedim kendimi bu sonuca adadım.
Bir Türk atasözü der ki: Üzüm üzüme baka baka kararır.
Bunun sosyolojik-psikolojik öngörüsü çok fazla. Herkes kıyısından köşesinden tutup bir yorum yapabilir ve günümüze adapte ederek yorum getirebilir. Mesela kimi der; kötülük, arkadaşlığın kötülüğünden neşet eder. İyi olsa bile arkadaşı kötüyse zamanla o da kötüleşir. Hani “arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim” sözü var ya, işte bu bağlamda bu atasözünü tahlil eder. Kimi; doğanın gidişatıyla ilgili, üzüm yetiştiği zaman Eylülde, hangi üzüm salkımı diğer üzüm salkımına dönükse yüzü daha çabuk olgunlaşır ve kızarır, siyah olur diyebilir. Kimi; iyiliğin karşılığı iyiliktir, kötülüğün karşılığı kötülüktür, der. Derler de derler, acayip acayip yorumlar getirirler. Doğrusunu bilen de olur, saçmalayan da…
Ben de, neden acaba, diyerek test etmeye kalktım. Meczupluk bu ya!........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein