– Şiir, ustalıklı söz söyleme ameliyesidir. Bir romanı bir sayfada anlatma, altmış yıllık bir yaşamı iki sayfada özetleme işidir. Şiir, duygu, his, bilgi, kültür, aşk, söz dağarcığı, imge ve simgelere dayalı bir çeşit ruhsal döngüleri yoluyla, yeni bir söylev vermedir. Bu tanımlama göre, ki eğer tanımlama içine giriyorsa, anormal bir iştir. Aykırı, ayrıcalıklı, farklı, karmaşık bir ruh tahlili gerektirir bunu anlatmak. Benim anlayışıma göre sanat; özellikle şiir diyelim buna, üç önemli ayak üzerine kuruludur. Bir sacayağı yani. Bunu şuna benzetiyorum, uçan bir kuşun iki kanat bir gövdeden oluşması gibi… Bir uçağın havada uçması gibi, o da bir gövde iki kanattan… Biri eksik olursa uçamaz ne kuş ne uçak. İşte bu şiiri oluşturan ve onu sanatın en önemli şıkkı yapan şey; töz-cevher yani, ruhunda bu sanatın mayası olmalı, kabiliyeti kendinden olmalı, doğuşundan itibaren taşımalıdır. Kimi buna ilham der, kimi Allah vergisi, kimi yetenek, kimi töz, kimi cevher, kimi doğaüstü güç… Her ne diye dillendiriliyorsa dillendirilsin bu ilk madde, etmen/etken sanatta özellikle şiirde çok önemlidir. Çünkü, şiir söyleme sonradan kazanılamaz, öğrenilemez, okulu yoktur. Bu gövdedir işte. İkincisi; Aşk. Bunun şıkları da var. Sevgi,........© İnsaniyet