Tadımlık Kitaplar-39 2024 Ocak

Selamün aleyküm Sevgili Okur,

Tadımlık Kitaplar 39. sayısıyla merhaba diyor. Ocak ayı, miladi yeni yılın ilk ayı… Yağmurun, karın ve soğuğun kendini iyice hissettirdiği bir ay… Günler yavaş yavaş uzarken geceler kısalmaya başladı bu ayla birlikte. Maalesef 7 Ekim 2023’ten bu yana saldırı altındaki genelde Filistin’imiz, özelde Gazze’miz terörist bir siyonist çete tarafından insanlık tarihinin görmediği bir şekilde bombalanıyor, bu çete kadın-çocuk-yaşlı-engelli demeden sivil halkı katletmekte liderliğe oynuyor. O denli korkak ki kendisiyle savaşan mücahitlerimizle karşılaşmamak için köşe bucak kaçıyor. Hem kaçak hem katillikte lider bir terör yapılanması sanıyor ki hiç kimse kendilerinden hesap sormayacak. Hesap verecekleri o gün er veya geç gelecek ne kadar ağababaları onları korusa da.

Ocak ayı Enver Naci Gökşen, Thomas Stearns Eliot, Arif Nihat Asya, Nikolay Alekseyevic Nekrasov, Halide Edib Adıvar, Cemal Süreya, Gabriela Mistral, Reşat Enis Aygen, Necati Cumalı, Thomas Hardy, Agatha Christie, James Joyce, Sabahattin Eyüboğlu, Lewis Carroll, Mehmet Emin Yurdakul, Joseph Rudyard Kipling, George Orwell, Kemal Bilbaşar, Oktay Arayıcı, Ahmet Hamdi Tanpınar, Uğur Mumcu, Özdemir Asaf, Ziya Osman Saba, Recaizade Mahmud Ekrem, Mustafa Nihat Özön, Eflâtun Cem Güney, Ali Şir Nevai, Şeyh Galip, Jaroslav Haşek, Süleyman Nazif, Albert Camus, İlhan Tarus, Vehbi Cem Aşkun, Osman Cemal Kaygılı, Nev’izade Atayi, Neyzen Tevfik (Kolaylı), Nurullah Berk, Onat Kutlar, İsmail Habib Sevük, Edip Ayel, Muzaffer Hacıhasanoğlu, Nahit Sırrı Örik, Adnan Benk, John Ruskin, Mehmet Kaplan, Mehmet Celal, Nef’i, Ebüzziya Tevfik, Aleksandr Puşkin, Melih Vassaf, Niyazi Birinci (Yavuz Bahadıroğlu), Yiğit Okur, Tahsin Yücel, Yaşar Kaplan, Mehmet Emin Erişirgil, Mehmet Akif İnan ve daha adını bilmediğimiz nice şair ve yazarın vefat ayı. Ölümlü dünyada onlar nöbetini savdı.

Ocak ayı Gazzeli kardeşlerimizin terörist örgütle mücadele-mücahede ettikleri bir ay… Rabbim Müslüman kardeşlerimizin yardımcısı olsun, bizlere feraset, basiret ve ihsan versin. Zalimleri, kâfirleri, münafıkları ve katilleri de kahr u perişan eylesin. Bizler de öyle çalışalım ki yeryüzünde küfür ve nifak asla gün görmesin. Her dem kaçacak delik arasın.

Allah’ın selamı üzerinize olsun. 2024 miladi yılının ve 12 Ocak 2024’te başlayacak Üç Ayların İslam Ümmetinin uyanışına ve birlik-beraberlik içinde hareket etmesine vesile olması duasıyla… Allah’a emanet olunuz.

SÖZÜN ERİ AYLA AĞABEGÜM, Yasemin Kuloğlu-İsmail Zorba, nehir söyleşi, Çınaraltı Yayınları, İstanbul 2023.

1940 Bilecik doğumlu Ayla Ağabegüm, eğitimci yazarlarımızdan. İlk ve ortaokulu Bilecik’te, liseyi Elazığ’da bitiren Ayla Ağabegüm, üniversiteyi İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde tamamlamıştır. Meslek hayatına edebiyat öğretmeni olarak başlayan Ağabegüm, idarecilik de yapmıştır.

1985 yılından itibaren uzun süre Türk Edebiyatı dergisinin Yazı İşleri Müdürlüğünü yaptı. Süreli yayın organlarında yazıları yayımlandı.

Sözle Direnmek ve Mısralarla Konuşsak adlı iki kitabı vardır. Bunların dışında gazete ve dergilerde kalan onlarca yazı ve röportajları kitaplaşmayı beklemektedir.

Ayla Ağabegüm adına hazırlanan Sözün Eri Ayla Ağabegüm adlı kitap 2023’te okuruyla buluştu. 20 Kasım 2023’te kitabı hazırlayan Yasemin Kuloğlu’nun hediye etmesiyle kütüphaneme girdi. Kitabı aldıktan bir süre sonra okumaya başladım. Ayla Hanımın hayat hikâyesi çerçevesinde sorulan sorular, sadece bu yönüyle kalmıyor, yazarın iç dünyası ile sosyal çevresi hakkında da önemli ipuçları veriyor okuruna.

Bu eser, bir söyleşi kitabı. Yasemin Kuloğlu ve İsmail Zorba sormuş, Ayla Ağabegüm cevaplamış. Böylece güzel bir eser ortaya çıkmış. Kitap Ali Ayçil ile Yasemin Kuloğlu’nun ön sözleriyle başlıyor ve soru-cevaplardan ibaret dokuz bölümle devam ediyor. Ayrıca kitabın sonunda Ayla Ağabegüm’ün tanıdıklarının ve öğrencilerinin hatıralarından oluşan bir bölüme de yer veriliyor. Okurlarımızı yazarın kitaptaki “Benim Bir Hayalim Vardı” bölümünün bir kısmıyla baş başa bırakıyoruz. İyi okumalar:

Hocam, hayatı boyunca birçok güzelliğe öncülük etmiş, birçok yanlışa dur demiş, güzel öğrenciler yetiştirmiş, memleket için yararlı birçok fikri yüksek sesle söylemiş, edebiyata kültüre ve sanata katkı vermiş biri olarak anılarınızı, duygularınızı bizimle şimdiye kadar niye paylaşmadınız? Böyle bir söyleşi çok daha önceleri yapılsa hoş olmaz mıydı?

Bu soruları sormasaydınız sohbetimiz eksik kalacaktı. Size teşekkür ederim.

Çocukluk ve gençlik yıllarımda Elazığlı olmamdan dolayı Anadolu kadınlarının özelliklerini hissettim ve yaşadım. Yine üniversite yıllarımda ve sonraki zamanlarda İstanbul hanımefendilerinin birçok özelliğini örnek aldım farkına varmadan. Anadolu kadınları çok güzel işler yapar ama birinci planda olmayı hiç düşünmez hatta kendini methetmez.

Benim yazar olmam, öğretmen olmam Cenab-ı Allah’ın bir lütfu. Dilediğim hayatı doya doya yaşamam O’nun bir lütfudur ancak. “Bugüne kadar neden yazmadın?” sorusu çok önemli. İşte, bu farklı özelliklerimden dolayı yazmadım. Ancak sıkıyönetim döneminde bile kitapların yasaklandığı zamanlarda bile çok kez çeşitli otoritelere başvurup derdimi........

© İnsaniyet