Gül/lük ”Kırgızistan’da Tdv ile Kurban Günleri (1)”

Yaşar Keskin’in teşvikiyle Türkiye Diyanet Vakfı kurban organizasyonuna katılım kararı aldım. Birkaç yıldır bunu arzu ediyordum aslında. Yardım kampanyalarına, kurban organizasyonlarına yurt içinde çok katıldım. Nice duygusal atmosferin yaşanmasına vesile olan bu çalışmalar çok yönlü bir gereklilik gibi.

Aslında yurt dışında kurban kesimine birkaç sebeple itirazlarım da yok değildi. Kendi zihnimde bu fikirleri gezdirip Kırgızistan deneyimiyle bir kısmını sildim, bir kısmını da çiviledim.

Kırgızistan’ı tercih etmemin temel nedeni Türk Cumhuriyetlerinden bir ülke olması ise bir diğer nedeni de Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğünde iki yıl kadar birlikte çalışmış olduğum Kürşat Dulkadiroğlu’nun orada eğitim müşaviri olmasıydı. Kürşat Hoca, bir Anadolu evladı, hizmet ehli bir bürokrat, üretken bir zihin, fedakâr bir insan. Yaklaşık iki yıldır Bişkek Eğitim Müşaviri olarak görev yapıyor. Onunla da buluşup birlikte kurban çalışmasını yürütürüz diye düşünmüştüm ancak ilahi hesap farklı oluyor kul hesabıyla. O, zorunlu sebeplerle Türkiye’ye izin için dönmüş biz de Kırgızistan’a gelmiştik. Kırgızistan’da onu aratmayacak yeni insanlar, dostlar tanıdık. Onlarla birlikte olduk.

Yurt dışında kurban kesme girişimi ile ilgili olarak şunu sormak ve ifade etmek isterim öncelikle: Türkiye’deki fakirleri ihmal mi ediyoruz?

Elbette ülkemizde et bekleyen fakir insanlar varken ağırlığı yurt dışına vermek doğru değil.

Son zamanlarda yurt içinde de bağış alımı ve kurban kesiminin önemsenmesi bu endişeleri kısmen gideriyor. Buradaki fakirleri ihmal etmiyoruz, etmemeliyiz. Kesilen kurban sayıları da bunu gösteriyor zaten.

Akraba ve tanıklar ihmal mı ediliyor?

Eğer yakın çevremizde bizden bayram gününde beklentileri olan akrabalar ve mahallede, köyde yaşayan tanıdıklar var da biz yurtdışına gönderiyorsak kesinlikle yanlış yapıyoruz demektir. Onları asla ihmal etmemeliyiz. Yakınlarımızı gözardı ederek uzaktaki fakirlere öncelik veremeyiz, Filistin gibi çok özel durumlar hariç.

Ucuz olduğu için mi yurt dışı tercih ediliyor?

Türkiye’ye göre neredeyse üçte bir fiyatına kurban kesme imkânı olması tamahkârlara cazip geliyor. Bu bir gerçek. On iki, on beş bin liraya değil de üç- dört bin lira vermek hesaplı kazançlı gibi geliyor ilk anda. Gerçekte imkânı olan, kendisini ekonomik açıdan sarsmayacak kardeşlerimizin, bu noktada dengeli olması, ucuza kaçmaması gerekiyor. İlla da yurt dışına verecekse kesim şartlarının zor ve pahalı olduğu yerleri........

© İnsaniyet