Bilge ve Ceviz Ağacı

“Vefa İstanbul’da bir semt adıymış” derlerdi eskiler. Vefalı olmanın vefasızlığa galebe çaldığı zamanlarda insanlarda bu meziyetin nâkısalığını ifade etmeye yarayan tarihi bir cümle bu. Vefa çok değerli bir düşünce-davranış biçimidir ve bu özel meziyet insanın zihni yapısına dair önemli bir göstergedir aslında.

Mevlana bu anlamda der ki “Vefasızlara gitme, onlar birer yıkık köprüdür.” Yıkık köprü, yani virane olmuş, faydasız ve değersiz. İnsan olmak lakin vefa gibi özel bir haslete sahip olamamak, yaşarken ölmek gibi bir hâldir.

Vefa dendiğinde ne anlıyoruz ya da ne anlamalıyız? Vefalı olmak, nasıl davranmayı ve hangi fedâkarlıkları yapmayı gerektirir? Bazen bir bakış, bir duruş ya da davranış vefaya tekabül eder. Onu hisseden, hissedebilen kalplere ne mutlu…

Peki vefa sadece insanlarda mı olur? İnsan dışı varlıklarda rastlayabileceğimiz ya da onlardan bekleyeceğimiz bir haslet midir?

Ceviz ağacının bilge ile olan münasebeti adeta bitkilerin de duygularının varlığına delalet ediyor.

Ceviz büyük bir ağaçtır hele ki yapraklarının genişliği bakanın gözüne huzur veren bir görüntüye sahiptir. Yaprakların rüzgârla sağa sola salınması bu esnada çıkarmış olduğu ses, gören gözlere ve duyan kulaklara ayrı bir huzur bahşeder.

Geniş yaprakların aralarında yemyeşil meyvelerin belirmesi bambaşka bir güzellik ortaya çıkarır.

Ceviz ağacı........

© İnsaniyet