ABD-Rusya kıskacında Ukrayna
Donald Trump yönetiminin açıkladığı 28 maddelik “Ukrayna Barış Planı”, G20 zirvesi boyunca en çok konuşulan konu oldu.
Bu 28 maddelik öneri, Ukrayna’nın NATO üyeliğinden vazgeçmesini ve ordusunu sınırlandırmasını isteyen, buna karşılık AB üyeliği öneren, ABD’nin Ukrayna’ya güvenlik garantisi verdiği bir barış planıdır. Öneride, Kırım, Luhansk ve Donetsk’in fiilen Rus toprağı olarak tanınması ve Herson/Zaporijya cephe hattının dondurulması karşılığında Rusya’nın diğer işgal edilmiş toprakları terk etmesi öngörülüyor. Rusya’ya yaptırımların aşamalı olarak kaldırılması ve küresel ekonomiye yeniden entegrasyonunu içeriyor. Anlaşma Trump liderliğindeki bir Konsey tarafından denetlenecek.
Plan hem içeriği hem de duyurulma biçimiyle Ukrayna’nın egemenliğini sınırlandıran, Rusya’nın savaşla elde ettiği kazanımları diplomatik zemine taşıyan ve Avrupa başkentlerini sürecin dışına iten bir girişim olarak değerlendiriliyor.
New York Times yazarları planı “Trump’ın Kiev’e baskı yaptığı 28 maddelik plan: Rusya büyük bir zafer kazanır, Ukrayna toprak kaybettiğiyle kalır” sözleriyle anlattı. Bu çarpıcı ifade, planın barıştan çok, Rusya’yı kendi yanına çekmeyi hedefleyen jeopolitik bir ABD manevrası olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
Taslağın hazırlanması sırasında Ukrayna’nın söz hakkının olmadığı, görüşmelerden dışlandığı görülüyor. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in “Ukrayna kendi kaderini seçme özgürlüğüne sahip olmalıdır” vurgusu da bu dışlanmanın yarattığı kaygının ifadesi. Savaşın yükünü taşıyan ülkenin müzakere masasından uzaklaştırılması, planı bir “dayatma” metnine dönüştürüyor.
Toprak kayıplarının meşrulaştırılması, Avrupa’nın dışlanması
Planın merkezindeki kritik unsurlardan biri, Rusya’nın işgal sonucu elde ettiği toprak kazanımlarının fiilen tanınması. Kırım’ın yanı sıra Donetsk ve Luhansk’ın tamamının Rusya’ya ait sayılması, Herson ve Zaporijya’daki mevcut cephe hattının “dondurulmuş ihtilaf” olarak kabul edilmesi; uluslararası hukukun temel ilkesi olan “sınırların zorla değiştirilemeyeceği” kuralını işlevsizleştiriyor. Bu yaklaşım, saldırganlığın maliyetini ortadan kaldırarak gelecekte benzer müdahalelere kapı aralayan tehlikeli bir örnek........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein
John Nosta
Rachel Marsden