Yeniden kurucu müzakere ve demokratik dönüşüm |
Rejimlerin yaşadığı meşruiyet ve temsil krizleri, müzakereci demokrasi kavramını yeniden gündeme taşıdı.
Ancak bu tartışmaların çoğu, başlangıçta “cinsiyet körü” bir kamusal akıl anlayışına dayanıyordu.
Bu körlüğün aslında erkek merkezli bir rasyonalite idealinden kaynaklandığını vurgulayan kadın hareketinin kuramcıları, tartışmalara müdahil oldular.
Habermas ve Rawls’un kamusal akıl temelli meşruiyet anlayışları, demokratik katılımın rasyonel temellerini güçlendirmeyi savunurken; kadın hareketi bu modelin “cinsiyet körü” varsayımlarını sorguladı. Nancy Fraser, Iris Marion Young, Seyla Benhabib, Carole Pateman ve Joan Tronto; müzakerenin biçimsel eşitlik iddiasının ardında gizli hiyerarşiler barındırdığını savundular.
Dolayısıyla müzakereci demokrasi, yalnızca katılım biçimlerini değil, kimin konuştuğunu, nasıl konuştuğunu ve hangi seslerin duyulduğunu da sorgulamayı gerektirir.
Seyla Benhabib ve yeniden kurucu müzakere
Bu tartışmalardan en dikkat çekeni Seyla Benhabib’in “yeniden kurucu müzakere” kavramı.
Seyla Benhabib’in müzakereci demokrasi kuramına yaptığı katkı, yalnızca liberal demokrasinin sınırlarını genişletmekle kalmaz; aynı zamanda “yeniden kurucu müzakere” olarak adlandırılabilecek bir politik-etik yönelim sunar. Bu yaklaşım, hem Habermas’ın kamusal akıl ve iletişimsel eylem kuramının sınırlarını aşar, hem de cinsiyet eşitlikçi ve çoğulcu bir demokrasi tahayyülüne kapı aralar.
Benhabib’in amacı, farklılıkların bastırılmadan tanınabileceği, katılımın yalnızca biçimsel değil, varoluşsal olarak da mümkün olduğu bir müzakere zeminini yeniden kurmaktır.
Habermas’a göre demokratik meşruiyet,........