10 Mart Mutabakatı muamması

8 Aralık’ta Suriye’de Baas rejiminin yıkılmasının üzerinden bir yıl geçti ve henüz “nasıl bir Suriye kurulacak?” sorusu cevabını bulamadı.

Tüm taraflar “10 Mart Mutabakatı bir an önce uygulansın” diyor.

Ama mutabakat bağlamında sadece SDG’nin merkezi orduya entegre olması konuşuluyor.

10 Mart Mutabakatı bundan mı ibaretti?

Hafızalarımızı tazelemekte fayda var.

10 Mart Mutabakatı’nda neler vardı?

10 Mart 2025’te SDG ile Şam Geçici Hükümeti arasında imzalanan mutabakat, savaşta tarumar olmuş ülkenin yeniden inşasında tarihi bir fırsat olarak görülmüştü.

Mutabakat, “toprak bütünlüğü” ve “birleşik Suriye” hedefleriyle, siyasal ve askeri entegrasyon için sekiz maddelik bir çerçeve öngörüyordu.

Mutabakatın ana başlıkları şöyleydi:

Bu çerçeve, Suriye’nin uzun yıllardır ihtiyaç duyduğu toplumsal barış için güçlü bir zemindi.

Mutabakatta yer alan sekiz madde, Suriye’nin kaderini belirleyecek başlıklardı.

10 Mart Mutabakatı, Suriye’nin gelecekteki yönetim modelini, Kürtler, Araplar, Aleviler, Süryaniler, Dürziler ve diğer tüm halkların ve inançların siyasal statüsünü, merkez-yerel ilişkisini, Suriyeli kimliğinin yeniden tanımlanmasını ve otorite paylaşımını doğrudan çerçeveliyordu.

Ancak bu maddelerin hiçbiri henüz sahada gerçek bir karşılık bulamadı.

Bir kez daha hafızalarımızı tazeleyelim.

10 Mart Mutabakatı, Şam Geçici Hükümeti tarafından üçüncü gününde ihlal edildi.

13 Mart 2025’te Geçici Anayasa Bildirisi Ahmed Şara tarafından imzalanarak resmen duyuruldu.

Bu metinde devlet başkanının dini İslam ve devletin resmi adı Suriye Arap Cumhuriyeti olarak ilan edildi.

13 Mart’ta ilan edilen Geçici Anayasa Bildirisi, 10 Mart Mutabakatı’nın hem lafzına hem de ruhuna uygun olmadı.

Şimdi mutabakatın tıkanmasının temel nedeninin SDG’nin merkezi orduya entegrasyonu geciktirmesi ve silah bırakmaması olarak ateşli bir biçimde tartışılıyor.

En son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim.

Suriye’de SDG’nin merkezi orduya entegrasyonu krizi, aslında Suriye’nin nasıl bir devlet olacağı müzakeresindeki krizdir.

Bir yanda “cihatçı geçmişleriyle HTŞ’li komutanların “normalleşmesi”.

Diğer yanda “Kürtlerin demokratik........

© İlke TV