menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sular yükseliyor, sanık ayağa kalk! 

11 1
06.08.2025

Birleşmiş Milletler’in en yüksek yargı organı olan Uluslararası Adalet Divanı (ICJ), Temmuz 2025’te iklim değişikliğiyle ilgili tarihi bir görüş açıkladı. Bu kararla birlikte, devletlerin iklim krizi karşısındaki hukuki sorumlulukları somutlaştı. ICJ, bu yükümlülüklerin ihlali halinde bunun “uluslararası haksız fiil” sayılacağını belirtti.

Bu karar küçük bir ada ülkesi olan Vanuatu’nun ve Pasifik Adaları İklim Değişikliğiyle Mücadele Eden Öğrenciler Hareketi’nin (Pacific Islands Students Fighting Climate Change – PISFCC) altı yıllık mücadelesinin bir sonucu, sonunda dünya kamuoyunu harekete geçirmeyi başardı.

Böylece iklim adaleti mücadelesinde yeni bir sayfa açıldı.

Vanuatu, yükselen deniz seviyesi nedeniyle tamamen yok olma riski taşıyan ada ülkelerinden biri. Bu varoluşsal tehdit karşısında, 2023’te BM Genel Kurulu’na başvurarak devletlerin iklimle ilgili yükümlülüklerinin hukuken açıklığa kavuşturulmasını talep etti. Bu sürecin bir parçası olarak BM Uluslararası Adalet Divanı’na (ICJ) iki temel soru yöneltti:

Devletlerin, sera gazı salımının çevre üzerindeki etkilerini önleme yükümlülüğü nedir?

Devletlerin bu yükümlülüğü yerine getirmemesi durumunda doğacak hukuki sonuçlar nelerdir?

ICJ, kararında iklim değişikliğine ilişkin bilimsel gerçekleri esas aldı ve net hükümler ortaya koydu:

İklim değişikliği, “insan kaynaklı” bir acil ve varoluşsal tehdit olarak tanımlandı; yalnızca doğayı değil, insan yaşamını da doğrudan etkiliyor.

Sera gazı salımının başlıca nedeni insan faaliyetleri olarak belirlendi; bu konuda ülkeler arasında bilimsel bir mutabakat bulunduğu vurgulandı.

Küresel ısınmanın 1,5°C ile sınırlandırılması artık yalnızca bir hedef değil, uluslararası hukuki bir yükümlülük olarak kabul ediliyor. Devletler, iklim politikalarını bu sınır doğrultusunda oluşturmakla yükümlü.

Dava sürecine çok sayıda devlet ve uluslararası örgüt müdahil oldu. Divanın tarihindeki rekor düzeydeki tartışmalar sırasında Türkiye herhangi bir katkıda bulunmadı.

Bazı “gelişmiş ülkeler”, Paris Anlaşması gibi iklim sözleşmelerinin ayrı........

© İlke TV