menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kürt barışının birinci yılında neredeyiz?

11 12
26.09.2025

Adına Kürt sorunu-Kürt meselesi denilen çatışmanın yeni çözüm sürecini 1 Ekim 2024’den başlatabiliriz. Sorun Kürtlerle tanımlanınca ben de çözüm sürecini de Kürt barışı olarak tanımladım. Seneyi devriyenin olduğu bu günlerde bir muhasebe yapma, süreci masaya yatırma ihtiyacı hissettim. Bir yılda barış ve demokrasi yolunda ne kadar yol aldık diye hep birlikte bakalım.

1 Ekim’i baz almamızın nedeni yasama yılının açılış tarihi olan günde Bahçeli’nin bilakis kriminalize hatta terörize ettiği DEM Parti sıralarına doğru giderek onlara elini uzatması ve tokalaşması oldu. Bu görüntüyü gören herkesin aklında beliren fikir “yeni bir şeyler” olacak oldu, ne de olsa “bayram değil seyran değil” ile başlayan bir deyimimiz var.

Sonrasında hızlıca yaşadığımız olaylar silsilesi peş peşe geldi, ikinci büyük şaşkınlığı bize yine Bahçeli yaşattı ve Öcalan’a yaptığı “gelip mecliste konuşsun” çıkışı günlerce konuşuldu, tartışıldı. Yıllarca çeşitli isimlerle şeytanlaştırdığı birini örgütü fesih açıklaması yapması için meclise davet ediyordu. Hemen akabinde Öcalan’a uygulanan tecrit sürecinden sonra ilk aile görüşüne izin verilmesi, Öcalan’ın karşı açıklamaları ile başlayan süreçle artık sürekli barışı konuşmaya başladığımız bir döneme girdik.

Siyasilerin tepkileri, kamuoyunun nabzı, sivil toplumun olumlu desteği derken her gün acaba bu gün ne oldu diye merakla takip etmeye devam ettik. 27 Şubat’ta Öcalan’ın PKK’ye yaptığı kendini feshetmesi ve silah bırakması çağrısı herkesin dibini düşürdü desem abartı olmaz herhalde, zira bu bir ateşkes çağrısı değildi. 2013-2015 çözüm sürecinin tıkanma nedenlerinden biri devlet-iktidar tarafının silahsızlanma ön koşulunun PKK tarafından kabul edilmemesiydi. Bu sefer ise direkt Öcalan silahsızlanma çağrısı yapıyor ve “kültüralist” haklar dahil hiç bir ön koşul sunmadan PKK’nin kendini feshetmesini istiyordu. Günlerce, haftalarca “neden şimdi”, “arkada nasıl bir pazarlık-anlaşma var” konuları üzerinden bu çağrı tartışıldı. Kürt tarafında fesih karşılığında ne tür kimlik haklarının kazanılacağı sözünün alınmış olabileceği tartışılırken, Türk tarafında ise iktidarın karşılığında neler verdiği tartışması vardı. En büyük sorulardan biri “neden şimdi” olarak havada asılı kalırken realist teori açısından “”tarafların bundan çıkarı ne” şeklinde özetleyebileceğimiz soru kafaları kurcalıyordu. Bunları bertaraf etmek için iktidar-devlet kanadı “terörsüz Türkiye” tanımlaması ile DEM Parti-PKK-Öcalan kanadı........

© İlke TV