menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Taşlar konuştu, hafıza şarkıya döndü

8 1
26.10.2025

25 Ekim sabahı Diyarbakır’ın taşları sessizdi ama o sessizlik ne sıradan bir sessizlikti ne de huzurun sesi. O bastırılmış bir çığlığın, susturulmuş dillerin, unutulmayan acıların sessizliğiydi ve akşam olduğunda o taşlar yılların yükünü omuzlarından atar gibi titredi.

Koma Amed sahneye çıktığında sadece bir müzik grubu değil bir hafıza, bir halk, bir, ruh sahnedeydi.

Koma Amed 1988’de Ankara’da Hacettepe Tıp Fakültesi çevresinde okuyan genç Kürt öğrenciler tarafından kuruldu. O yıllarda bir yanda yasaklar, öte yanda hayal kurmaktan vazgeçmeyen bir gençlik vardı.

Üniversite yurtlarında, öğrenci evlerinde, karanlık sokaklarda birbirine yaslanarak büyüyen bir kuşak…

İşte o kuşak içinden doğdu Koma Amed.

Grubun ismini o sıralar genç bir tıp öğrencisi olan Dr. Selçuk Mızraklı önerdi.

“Amed” yalnızca bir şehir adı değildi yasaklanmış bir kimliğin, bastırılmış bir dilin, yok sayılmış bir halkın adıydı.

Bir isimdi ama bir meydan okumaydı da. “Ben buradayım” demenin, “biz hâlâ varız” diye direnmenin müzikal haliydi.

Kurucular o dönem 20’li yaşlarının başındaydı. Şimdi 50’li yaşlarındalar — kimisi saçlarında beyazlarla, kimisi yaşamın uzağında ama hepsinin içinde o dönemin gençliğine ait o sarsılmaz inat, hâlâ ilk günkü kadar diri.

90’lı yıllar, Kürt olmak, hele genç bir öğrenci olmak, nefes almanın bile politik olduğu yıllardı. Üniversite........

© İlke TV