menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kimlik krizinin kavşağında; Amedspor nedir? Ne değildir?

12 0
02.11.2025

“Diren ha Diyarbekir diren”

Futbolun insan hayatındaki yeri, yalnızca bir oyundan ibaret değildir. Kimi zaman kitleleri uyuşturan bir seyirlik, kimi zaman da halkın direniş dilidir. Bu çelişkili doğa, modern dünyanın bütün politik yapısını özetler.

Amedspor’un hikâyesi işte bu çelişkinin tam kalbinde doğdu. Bir yanda iktidarın gözünde “sorunlu bir takım”, diğer yanda halkın gözünde “onurun takımı”.

Şimdi ise bu hikâye yeni bir sınavdan geçiyor.

Noam Chomsky’nin dediği gibi seyirlik sporlar, insanları siyasal yaşamdan uzaklaştırarak iktidarın işini kolaylaştırır. Adorno ise futbolu, “boyun eğmenin ritüeli” olarak tanımlar. Antik Roma’daki “ekmek ve sirk” politikasının bugünkü karşılığıdır bu.

Ancak futbolu yalnızca bu şekilde okumak da eksiktir. Antonio Gramsci futbolu, “açık havada oynanan yüce ve insani oyun krallığı” olarak över. David Goldblatt’a göre ise futbol, “büyük kalabalıkların kendi kimliklerini yeniden icat edebilecekleri bir alandır.”

Demek ki futbol hem iktidarın dilini yeniden üreten hem de o dili tersine çevirebilen bir güç taşır. Bir yandan rızayı üretir, diğer yandan karşı-rızanın sahnesi olur. Toplumların duygusal belleğini taşıyan, kimlikleri görünür kılan, sessizlerin sesi olabilen bir alandır.

Amedspor’un hikâyesi de çarpıcı örneklerinden birisidir.

Son yıllarda yaşadığı kimlik krizini analiz ederek bu müstesna örneğe hak ettiği değeri verelim dilerseniz.

Amedspor nasıl başladı?

Süzülüp geldiği kök Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi olan Amedspor, çeşitli isim değişiklikleriyle beraber 2014 yılında Amed Sportif Faaliyetler Kulubü adını aldı. Öncesinde klasik belediye takımı formatındaydı. Ekonomisinin dengede olması dışında belediye faaliyetlerinde pek yer kaplamayan bir spor kulübüyken, Amedspor adını aldıktan sonra kendisine yeni bir hedef belirledi. Kamu sendikal mücadelesinden gelen İhsan Avcı, yeni adıyla Amedspor’un ilk başkanı oldu.

Dar bir şehir takımı ya da ulus takımı değil, “herkesin takımı” olmayı hedef koyan ilk yönetim, “Endüstriyel Futbol” dan dışlanmış herkese kapısının açık olduğunu ilan etti. Bölge takımlarının da desteğini alarak başlattığı duruşu ilerletti, geliştirdi.

Önce duyguyu yaratacak adımlar atıldı. İşe taraftar gruplarının eğitimi ile başlandı. Küfür ve tribün davranışı kırmızı çizgi olarak konuldu. Uymayan gruplar lav edilerek yeniden organize olmaları sağlandı. Takımı desteklemenin felsefesi yoğrularak aynı zamanda takımın ruhu oluşturuldu.

Diyarbakır’ın Şilbe mahallesindeki mütevazi stadyumuna 100 taraftarın bile gelmediği bir takımdan birkaç yıl içinde 13 branşta ve her branştan 44 kadın-erkek takımına ulaşıldı. 3000’in üzerinde lisanslı oyuncusuyla hızlı bir........

© İlke TV