Önceki yazımda bahsettiğim ilişkilere vücudumuzdaki en önemli enerji kaynağı olan glukozun farklı dokularda farklı şekillerde kullanılmalarını verebiliriz, mesela glukoz 6-fosfataz enzimi olmayan kas dokusunda glikojen depoları yıkıldığı takdirde kana glukoz veremeyeceğinden bu dokular bu glukozu kullanamaz, kas doku glukozu sadece kasılmayı sağlayan enerji olarak kullanır. Kas dokusunun bu durumu tıpkı 1. gruptaki ilişkilerle benzerlik gösterir. Kas dokudan daha farklı olarak glikojen deposu olmayan beyin dokusu glukoza bağımlıdır, kan glukozu düzeyleri normalin altına düşerse oluşan hipoglisemi, en çok beyni etkileyerek beyin hasarına neden olabilir. İşte beyin dokusunun glukoza bağımlılığı 2.gruptaki ilişkilere benzer. 3.gruptaki ilişkilerin durumu ise karaciğerin glukozu hem kendisi için kullanması hem de diğer periferik dokulara kullanmaları kan yoluyla göndermesine benzer.
1. gruptaki ilişkiler tamamen mantıksal olduğu için bir yanda kurnazlık yetenekleri gelişirken, öbür tarafta duygusuz hissiz donukturlar, 2. gruptaki ilişkiler tamamen duygusal ve sezgisel olduğundan mantık dışılık revaçta olup yanılma payları yüksektir. İlk 2 grubun ilişki ömürleri uzun süreli olmaz, ama bilge bir akıl, merhamet dolu yürek ve ahlaki erdemlerin olduğu 3. grupta olan ilişkiler, dengeli ve sağlıklı olacağından uzun süreli olurlar.
İlişkilerde etki-tepki yasası hakimdir, bu yasada........