Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesine ilişkin Başlıca Esaslar

Değerli okurlar, bildiğiniz üzere bundan önce 5549 Sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun ve bu kanunun devamı mahiyetindeki bazı yönetmelikleri ele almış ve bu mevzuata tabi yükümlüler için, getirilen yükümlülükler hakkında açıklamalarda bulunmuştuk. Bu defa, yine aynı kanunun özellikle Yetkili Müesseseler (döviz büroları) için getirdiği yükümlülüklere ilişkin temel esasları ele alacağız.

Suç Gelirlerinin Aklanması Suçu

Suç gelirlerinin aklanması suçu Türk Ceza Kanunun 282. Maddesinde; “Alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini, yurt dışına çıkaran veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tâbi tutan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Ayrıca, anılan suçun işlenmesine iştirak etmeksizin, bu suçun konusunu oluşturan malvarlığı değerini, bu özelliğini bilerek satın alan, kabul eden, bulunduran veya kullanan kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklinde hüküm altına alınmıştır. Bu tür bir suçtan bahsedebilmek için, bu tür bir suç işlenmiş olması gerekir. Öncül suç olarak adlandırılan bu uygulama sonucunda bir ekonomik değer elde edilmiş olmalıdır. Suç geliri, yasaların suç........

© Hürses