Suç gelirlerinin aklanması ya da bir başka deyişle aklama suçu; yasa dışı yollardan elde edilen kazançların kaynağının gizlenmesi veya niteliğinin değiştirilmesi suretiyle yasal görüntü kazandırılarak ekonomik sisteme dahil edilmesidir. Aklama suçu ile mücadelede amaç, mali sistemlerin aklama süreçlerinde araç olarak kullanılmalarını önlemek ve sisteme güveni sağlamak ve suçluları suç gelirlerinden mahrum etmek suretiyle var olma nedenlerini ortadan kaldırmaktır.
Terörizmin ve kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanı ise, genel olarak, legal ve legal olmayan faaliyetlerden elde edilen fon veya malvarlığının teröristler veya terör örgütleri tarafından transfer edilmesidir. Terörizmin finansmanı suçu ile mücadelede amaç ise, terör örgütlerinin finansman kaynaklarının kurutulması ve elde edilen fonların dağıtım kanallarının engellenmesidir.
Bu çerçevede, suç gelirlerinin aklanması, terörizmin ve kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanı ile etkin mücadele edilebilmesi ve mali sistemin suçlular tarafından kullanılmasının engellenebilmesi için gerek yurt içinde gerek uluslararası alanda finansal kuruluşlarına ve diğer bazı meslek gruplarına yönelik bir takım “yükümlülükler” getirilmiştir. Buna göre, iç hukukumuzda, 5549 sayılı Kanununda kimlik tespiti, şüpheli işlem bildirimi, eğitim, iç denetim, kontrol ve risk yönetim sistemleri ile diğer tedbirler, devamlı bilgi verme, bilgi ve belge verme, muhafaza ve ibraz ile elektronik tebligat yükümlülükleri düzenlenmiştir.
5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanunun “Müşterinin Tanınması” başlıklı 3. maddesine göre; yükümlüler, müşterinin........